Kesinlikle İdamlara Karşı İdik
KESİNLİKLE İDAMLARA KARŞI İDİK
Biz yurt dışında iken Yassıada Mahkemeleri devam ediyordu. Mahkeme sona ermiş ve Menderes, Polatkan, Zorlu hakkında idam kararı verilmişti. Buna 14’ler olarak hepimiz tepki göstermiştik. Bana Türkiye’den gelen mektuplarda mahkemenin idam kararı verdiğini ordunun, özellikle genç subayların idama taraftar olduklarını bu bakımdan bizim yani 14’lerin idama karşı çıkmamamız gerektiğini bildiriyorlardı. Bunlara verdiğim cevap şöyle idi:
— Değil ordunun genç subayları dünyanın bütün orduları idamlardan yana olsa bile biz gene de idamlara karşıyız.
Alpaslan Türkeş’te Yeni Delhi’den Cumhurbaşkanı Gürsel’e gönderdiği mektupta kendisinin ve 14’lerin bu husustaki görüşlerini açıklamıştır. “Mahkemeden idam kararı çıksa bile yasama görevi yapan M.B.K.’nin bunu tasdik etmemesini rica etmiş, hatta 14’lerde 13 Kasım’a kadar yasama görevi yaptıklarından bu hususta hukuken onların da mütealası alınmalıdır.” görüşünü ileri sürmüştür. 14’lerin vicdanlarının sesine uyarak gösterdikleri bu gayret sonuçsuz kaldı. Sonradan öğrendik ki idamlarda iki kişi etkili olmuş bunlardan biri Talat Aydemir diğeri ise Halim Menteş”tir. Doğrusunu Allah ve Resulu bilir. 17 Eylül günü radyoda Menderes’in idamını öğrenince eşim ve ben ikimizde ağlamıştık. Bu zulmün geleceğe husumet tohumları taşıyacağını söylemiştim. 27 Mayıs İhtilali Menderes’i idam etmek Halk Partisi’ne iktidarı satmak için yapılmamıştı. Görüşüm şudur ki C.H.P. halkın desteğinden ziyade devletin desteğine dayanan bir partidir. Bu onun üzerinden atamadığı bir huydur.