27 Mayıs’dan 12 Eylül’e

06.12.1986 Dedeman Toplantısı

06.12.1986 DEDEMAN TOPLANTISI

Tutukevinden en son çıkan Türkeş olmuştu. Bu tutukluluktan sonra beraberce gezilerimiz oldu. Bu büyük davanın ehil ellere teslim edilmesi konusundaki teklifimi kabul etmemişti. 06.12.1986 tarihinde Ankara Dedeman Oteli’nde Türkeş’in başkanlığında Genel İdare Kurulu’nun ekseriyetinin iştiraki ile bir toplantı yapılmıştı. Bu toplantıda aldığım özel notlar şunlardır:
Avni Çarsancaklı: “M.Ç.P. hakkında Sayın Genel Başkanımız’ın açık beyanını duymak istiyorum.”
Cengiz Gökçek: “M.Ç.P. ile Türk Milliyetçiliği yara almıştır.”
Necati Uslu: “M.Ç.P. hususunu bir esasa bağlamalıyız.”
Turan Koçal: “Diğer siyasi partiler seçime birlik beraberlik içinde girmişlerdir. Biz bu hususta en geride kaldık. Beraberlik olsunda nerede olursa olsun. Genel Başkan birliği beraberliği sağlayacak bir çalışmaya girmelidir.”
Ahmet Er: “Bizim vazifemiz Allah rızası çizgisinde yürüyerek Türk Milliyetçiliği’nin birlik ve beraberliğini temin etmektir. Bugün böyle bir manevi sorumlulukla karşı karşıyayız. Bu yolda her birimize ayrı ayrı görev düşmektedir.”
Alpaslan Türkeş: “Ben M.Ç.P.’den ayrılamam. Ayrılmak isteyen arkadaşlar ayrılıp ayrı bir parti kurabilirler. M.Ç.P.’yi destekleyenler, desteklemeyenler diye oylamaya lüzum yoktur.”
Muhafazakar Parti hiç istişareye lüzum görülmeden kimseye haber verilmeden Türkeş tarafından Mehmet Pamak’a kurdurulmuştu. Daha sonradan bu partinin adı 30 Kasım 1985’te M.Ç.P. oldu. Genel İdare Kurulu Üyeleri olarak hepimizin itirazı bu noktada toplanıyordu. Bu parti istişaresiz kurulmuştu. İstişareye dayanmayan bir iş verimli olamazdı. Bu partiyi kapatıp istişareye dayanan yeni bir parti kurulmalıydı. Bu toplantıda hepimiz partiden ve Türkeş’ten ayrılmıştık. Fakat sonradan bazı arkadaşlar Türkeş’in yanında yer aldılar. Bu hadiseden sonra Türkeş’in yanında yer alan en samimi insan Mehmet Irmak’tı. İvazsız, garezsiz, menfaatsiz Allah rızasını gözeterek Türkeş’in yanında kaldı.
Bana gelince Ahmet Kayhan Efendi Babamız’la görüştüm, danıştım. Türkeş’le aramızda eski sevgi ve saygı zedelenmişti. Son Dedeman Toplantısı’nda bölünmeler daha belirgin hale geldi. Ahmet Baba meseleleri en ince noktasına kadar biliyordu, “Canını sıkma, istersen ayrıl” dedi. Bu manevi izin de çıkınca ayrıldım.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!