38 Kişilik Milli Birlik Komitesi Üyeleri
38 KİŞİLİK MİLLİ BİRLİK KOMİTESİ ÜYELERİ
1. Orgeneral Cemal Gürsel : MBK. Bşk. Devlet ve Hükümet Başkanı
2. Kur. Alb. Ekrem Acuner : MBK. Sekreterlerinden
3. P. Yrb. Fazıl Akkoyunlu : MBK. Güvenlik Komisyonu Üyesi
4. Kur.Yrb. Refet Aksoyoğlu : MBK. İktisat Komisyonu Üyesi
5. Hv. Kur. Alb. Mucip Ataklı : MBK. Güvenlik Komisyonu Üyesi
6. Tüm. Gnl. İrfan Baştuğ : MBK. İktisat Komisyonu Üyesi
7. P. Kd. Yzb. Rıfat Baykal : MBK. İktisat Komisyonu Üyesi
8. Hv. Kur. Kd. Yzb. Emanullah Çelebi : MBK. Bayındırlık ve İmar Komisyonu Üyesi
9. J. Yzb. Ahmet Er : MBK. Güvenlik Komisyonu Üyesi
10. Kur. Kd. Bnb. Vehbi Ersu : MBK. İktisat Komisyonu Üyesi
11. Kur. Yzb. Numan Esin : MBK. Sosyal İşler Komisyonu Üyesi
12. Kur. Kd. Bnb. Suphi Gürsoytırak : MBK. Sosyal İşler Komisyonu Üyesi
13. Kur. Yrb. Orhan Kabibay : MBK. Güvenlik Komisyonu Üyesi
14. Kur. Bnb. Kadri Kaplan : MBK. Güvenlik Komisyonu Üyesi
15.Kur. Yrb. Mustafa Kaplan : MBK. Sosyal İşler Komisyonu Üyesi
16.Kur. Yrb. Suphi Karaman : MBK. Güvenlik Komisyonu Üyesi
17. Kd. Bnb. Muzaffer Karan : MBK. Sosyal İşler Komisyonu Üyesi
18. Kur. Yzb. Kamil Karaalioğlu : MBK. İktisat Komisyonu Üyesi
19. Kur. Alb. Osman Köksal : MBK. İktisat Komisyonu Üyesi
20. Kur. Bnb. Münir Köseoğlu : MBK. Güvenlik Komisyonu Üyesi
21. Kur. Alb. Fikret Kuytak : MBK. İktisat Komisyonu Üyesi
22. Kur. Alb. Sami Küçük : MBK. Sosyal İşler Komisyonu Üyesi
23. Tüm. Gen. Cemal Madanoğlu : MBK. Güvenlik Komisyonu Üyesi
24. Kur. Alb. Sezai Okan : MBK. Sekreterlerinden
25 Kur. Bnb. Orhan Erkanlı : MBK. Genel Sekreteri
26 Kur. Yzb. Muzaffer Özdağ : MBK. Sosyal İşler Komisyonu Üyesi
27. Or. Gnl. Fahri Özdilek : MBK. Güvenlik Komisyonu Üyesi
28. Kur. Bnb. Mehmet Özgüneş : MBK. Sosyal İşler Komisyonu Üyesi
29. Kur. Bnb. Selahattin Özgür : MBK. Bayındırlık ve İmar Komisyonu Üyesi
30. Kur. Bnb. Şükran Özkaya : MBK. İktisat Komisyonu Üyesi
31. Prs. Kd. Yzb. İrfan Solmazer: MBK. Sosyal İşler Komisyonu Üyesi
32. Kur. Bnb. Şefik Soyuyüce : MBK. İktisat Komisyonu Üyesi
33 Tank. Bnb. Dündar Taşer : MBK. İktisat Komisyonu Üyesi
34. Kur. Alb. Haydar Tunçkanat : MBK. Bayındırlık ve İskan Komisyonu Üyesi
35.Kur. Alb. Alpaslan Türkeş : MBK.Başbakanlık Müsteşarı
36. Tuğ. Gnl. Sıtkı Ulay : MBK. Güvenlik Komisyonu Üyesi
37. Kur. Yrb. Ahmet Yıldız : MBK. Sosyal İşler Komisyonu Üyesi
38. Kur. Alb. Muzaffer Yurdakuler : MBK. Güvenlik Komisyonu Üyesi
Diğerlerini hatırlayamıyorum. O tarihlerde Talat Aydemir Kore’den dönmüştü. M.B.K. içindeki bazı arkadaşları kendisine M.B.K. üyeliği teklif etmişler fakat o kabul etmemiş,Harp Okulu Komutanlığı’nı istemiş.
M.B.K. çalışmaları bir müddet zabıtsız yürütüldü. İhtilal ülke çapında oturduktan sonra M.B.K. eski TBMM’sine taşındı. Komitenin bütün toplantıları gizli olarak yapılıyordu. 38 kişilik M.B.K. Üyeleri’nden Tuğg. İrfan Baştuğ bir trafik kazasında ölmüştü. Geriye kalan 37 kişilik M.B.K. Üyeleri 13 Kasım 1960 tarihine kadar 37 kişi olarak göreve devam etti. Başbakanlık’taki çalışmalarımız sırasında, bir gün Komite tarafından bir bildiri yayınlanması teklifi geldi ve kabul edildi. Bu bildiriyi hazırlamak için iki kişi seçildi. Bunlardan biri Kur. Alb. Mithat Ceylan diğeri de Yzb. Ahmet Er olarak bendim. Her ikimiz Başbakanlık’taki iki ayrı odaya çekildik. Ayrı ayrı olarak bildirileri hazırladık ve toplantı salonuna döndük. Komite bildirileri dinleyecek ve karar verecekti.
Önce benim hazırladığım bildiriyi dinlediler. Bildiri Türk milletini birliğe, beraberliğe, kardeşliğe davet eder nitelikteydi. Bu bildiri, “bir İhtilal Komitesi Bildirisi olamaz” diye reddedildi. Benim hazırladığım metin reddedildikten sonra Kur. Alb. Mithat Ceylan’ın hazırladığı metin okundu. Alkışlarla kabul edildi. Bu metinde hatırlayabildiğim kadarıyla, “Düşükler gençlerimizin kollarını, bacaklarını, beyinlerini kıyma makinalarında kıymışlardır” gibi son derece gerçek dışı, aslı astarı olmayan, halk arasındaki fitneye malzeme olan ifadeler vardı.
Komiteye bir üsteğmen çağrıldı, bunu derhal radyoevine götürmesi emredildi. Bu bildiriyi Radyoevi Müdürü Bnb. Nusret’in -Soyadını hatırlayamadım- bizzat okuması üsteğmene tembih edildi. Komiteye bir radyo getirtildi. Okunan tebliğ takip edildi, bir kere daha alkışlandı. Tabii bizim grubumuz bunu tasvip etmiyordu, kabulü içinde oy vermemişti.
Aynı gün komite çalışmaları devam ederken Cumhurbaşkanı Gürsel ansızın komiteye çıktı geldi. Hepimiz ayağa kalktık. Ayakta bizleri selamladı. Sinirliydi, sordu:
— O bildiriyi kim hazırladı?
M.B.K. Üyeleri’nden biri olan Yarb. Sezai Okan cevap verdi:
— Bu bildiriyi M.B.K. hazırlamıştır Paşam.
Bu cevap bir bakıma gerçeği yansıtmıyordu. Çünkü bu bildiriyi kabullenmeyen M.B.K. Üyeleri de vardı. Ki onlar, daha evvel bahsettiğimiz bizim grubumuzdu. Cumhurbaşkanı Gürsel gayet üzgün bir şekilde sözlerine devam etti:
— Bu bildiri ile hem kendinizi hem beni hem de Devlet ve Milleti rezil ettiniz. Az önce İngiliz Sefiri telefon etti: “Türk Milleti bu derece merhametini kaybetmiş olamaz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Gürsel’in yanında Başbakanlık Müsteşarı Alb. Türkeş de vardı. Bu olayla ilgili daha geniş bilgiye Türkeş’in sahip olduğunu zannederim. Bu olay komiteye büyük bir ders olmuştu. Bu bildiriden sonra önümüzde bir bayram vardı. Bayram dolayısı ile komite bir bayram mesajı yayınlayacaktı. Bir komite toplantısında komite üyelerinden bazıları “Yüzbaşım, bu bayram mesajını siz hazırlayın” dediler. Bu teklif üyelerce tasvip ve kabul edildi. O bayram mesajını bizzat ben hazırladım. Alb. Sami Küçük’te daktilo etti. Bu mesaj Türkiye radyolarında yayınlandı. Bu bayram mesajında, Türk Milleti’ni sevgiye, saygıya, beraberliğe çağırıyoruz. Mevalana’nın, Yunus’un aşk sofrasına davet ediyoruz. Bu bildiri yayınlandıktan sonra Osman Bölükbaşı, bana bir avukat gönderdi. Bu sayın avukat bana şunları söyledi:
— MBK’nin bayram mesajını dinledik, çok beğendik. Bu metni kimin kaleme aldığını araştırdık, sizin kaleme almış olduğunuzu öğrendik. Sayın Osman Bölükbaşı kendi adına ve bütün arkadaşlarımız adına zat-ı alinizi tebrik etmek görevini bana verdi. Sizi tebrik ediyor ve başarılar diliyorum.
Hiç unutmam, komite üyeleri olarak ikişer kişilik gruplar halinde Türkiye’yi dolaşıyorduk. Bu geziler esnasında bir komite üyesi halka hitap ediyor ve şöyle diyor:
— Oturduğunuz yerde oturun. 27 Mayıs Hareketi’ne karşı kıpırdamayın. İki teyyare uçurursak fare gibi kaçacak delik arasınız.”
Bu komite üyesi kime söylüyor bunu kendi milletine söylüyor. Yakışık alır mıydı bu sözler? İşte Sayın Prof. Ümit Özdağ’ın çok yüksek bir anlayış ve ferasetle tespit ettiği gerçek buydu: “Bir değil, 38 tane 27 Mayıs ihtilal var.”
Herkes 27 Mayıs’ı kendi niyetine göre değerlendirdi, kendisine göre hedef çizdi, kendisine göre hareket etti. Hatıralar zincirinde bu özellik kendini göstermektedir. Grup olarak; yani Alb. Türkeş, Numan Esin, Muzaffer Özdağ, İrfan Solmazer, Dündar Taşer, Mustafa Kaplan, Rıfat Baykal ve komite dışında çok seçkin genç subaylar olarak, tarafsız bir idareyi adaletli bir idareyi ülke genelinde uygulamaya çalıştık. Kötülerle ve kötülüklerle mücadeleye koyulduk. Özellikle C.H.P.’nin tasallut ve ihtirası karşısında çok direndik.
Cumhurbaşkanı Gürsel bir toplantıda gerçeği şöyle ifade ediyordu:
— İsmet İnönü iktidar hususunda gerdeğe girecek bir delikanlının heyecanını taşıyor.
1960’ta D.P.’yi M.B.K kapatmamıştı. Bu partinin kapatılması ile ilgili duyduklarım ve bildiklerim şunlardır: D.P. kongre tarihini geçirmiş yani kanuni müddet içinde kongresini yapmamış veya yapamamış C.H.P.’li bir avukat bu hususu adli mekanizmaya ihbar ve şikayet etmiş D.P.’de mahkemece bu sebeple kapatılmış komite üyelerinden bazılarının zaman zaman toplanıp iktidarın Halk Partisi’ne devri konusunda müzakereler yaptığı haberlerini alıyorduk. Nitekim bu toplantılardan birini Kur. Alb. Fikret Kuytak bana açıklamıştı. Prof. Afet İnan’ın evinde İsmet İnönü’nün başkanlığında Fikret Kuytak ve arkadaşları bir toplantı yapmışlar. Alb. Fikret Kuytak bu toplantıyı bana şöyle anlattı: İsmet İnönü iktidara gelince bizlere senatörlük verecek. O toplantıda hazır olan arkadaşlar bu teklifi kabul ettik. Ben bu arada Hukuk Fakültesi’ni bitirir, avukatlık stajımı da tamamlarım. İnönü’ nün bu teklifini size de açıklıyor ve kabul etmenizi rica ediyorum. Ben kendisine şöyle cevap verdim.
— Albayım biz Ankara’ya Hukuk Fakültesi’ne kaydolmaya avukatlık stajı yapmaya gelmedik. Sizin bana teklif etmiş olduğunuz bu siyasi rüşveti kulaklarım duymamış olsun.
Ve yanından ayrıldım. Ekim ayının başlarında bir M.B.K. toplantısında Ecevit’in Ulus Gazetesi’nde savunduğu Tabii Senatörlük fikri ele alındı. O toplantıda şunları ifade ettim.
— Bu siyasi bir rüşvettir. İsmet Paşa’nın iktidarı elimizden almak için bize karşı siyasi bir oyundur. Bu bizim yeminimize de aykırıdır. Biz millet önünde hiçbir karşılık beklemeden millete hizmet edeceğimize yemin ettik. Onun için Tabii Senatörlük diye bir şey kabul edilemez.
Halk Partisi ve onun Genel Başkanı İsmet İnönü Cumhurbaşkanı Gürsel’in ifadesiyle iktidara gelebilmek için gerdeğe girecek damat gibi hırslıydı.