APOCULAR (PKK) – DENGE KAWA ÇATIŞMASI
APOCULAR (PKK) – DENGE KAWA ÇATIŞMASI
1976 yılında DDKD’nin Sovyetler Birliğine ilişkin tutumu üzerine çıkan tartışmalar sonucu, Sovyet aleyhtarı bir grup oluştu. Kawa basımevinden bir araya gelen bu grup, Kawa’cılar olarak tanındılar. Kısa bir zaman sonra Kawa grubu DDKD’den tamamen ayrıldı ve bir çok Doğu ilinde hızla destek kazanmaya başladı. 1977 yılında, ÇKP lideri Mao’nun Üç Dünya teorisi üzerine Kawa’da tartışmalar patlak verdi. Teori yanlısı grup ayrılarak kendilerine Denge Kawa adını verdiler. Teoriye karşı olanlar da ayrı bir grup oluşturarak kendilerine Red Kawa dediler. Denge Kawa grubunun ayrılması, Kawa’nın kuvvetini oldukça zayıflattı. Denge Kawa, ÇKP ile paralel bir politika izlerken, Red Kawa, Arnavutluk Emek Partisi politikaları doğrultusunda bir seyir izledi.
Mao aleyhtarı Red Kawacılar Aralık 1978 de İstanbul’da Kawa dergisini çıkarırken Maocu Denge Kawa’da 1979 yılının 1 Şubatında Ankara’da aylık Denge Kawa dergisini yayınlayarak örgütsel çalışmalarını sürdürdü.
Doğuda I-KDP lideri Molla Barzani’nin sempatizanlarından faydalanmak için Barzani’yi ulusal kahraman ilan etmenin ötesinde, Talabani’yi şiddetle muhalefet ettiler.
Ayrıca Sovyet yanlısı tutumlar yüzünden Şıvancılar ve Özgürlük Yolu’na karşı da eleştiriler getirdiler. Tüm bu gruplar ve PKK, geçmişte Denge Kawa ile çatışmışlardı.
Denge Kawa ve Apocular çatışmasında Denge–Kawa’nın lideri Ferit Uzun, 22 Kasım 1978 tarihinde Apocular tarafından öldürüldü. Bu cinayet, Apocular tarafından Bucak aşiretinin üzerine atıldı. Apocular’ın amacı aşiretlerle diğer Kürt gruplarını da çatıştırmaktı. Bölgedeki aşiretlere karşı silahlı mücadeleyi merkezine koyan Apocular, daha fazla yandaş ve taraftar toplamak için bir çok kanlı eylemler gerçekleştirirken provokasyonlar yapmaktan da geri almıyordu. işte bunlardan biri Ferit Uzun cinayetiydi. PKK MK üyesi ve Avrupa sorumlusu Semir kod adlı Çetin Güngör 1984’de PKK ile yollarını ayırırken açıklamalarında ve itiraflarında Denge–Kawa lideri Ferit Uzun cinayetine de değiniyordu. Semir eski örgütüyle yol ayrımını anlatırken Ferit Uzun’un Bucak aşireti tarafından değil; kendileri tarafından öldürüldüğünü itiraf ediyordu. 1985 yılında PKK tarafından örgüte ihanet suçundan infaz edilen Çetin Güngör, bu cinayetle ilgili şunları anlatıyor:
Siverek’te PKK’nın planı bir provokasyona dayanıyordu bu provokasyonun tek amacı vardı Kürt sol örgütlerinin de çatışma alanına çekilmesiydi. Önce hem siyaset adamı hem de Siverek’te belli bir saygınlığı olan Ferit Uzun öldürüldü. Cinayet, çok kişinin kolayca inanabileceği M.C. Bucak’ın üzerine atıldı. Ardından cenazeye sahip çıkıldı ve intikam yeminleri edildi… Provokasyon harekatının sonuncu eylemi ise Kırvar aşiretinin desteğini kazanmak için yapıldı… Bu aşiretin iki üyesi PKK tarafından vuruldu ve bir kaç evi yakıldı. Olaylar Bucak’ın üzerine atılınca Kırvar aşireti PKK’nın yanında saf tutmayı kabul etti.43
Çetin Güngör benzer yöntemlerin daha birçok yerde kullanıldığını aynı yazıda anlatıyor.
Kawa: “Ferit Uzun 22 Kasım 1978 yılında halkımızın sürekli bir şekilde vurguladığı gibi kalleş bir tuzak sonucu şehit düştü.”
12 Eylül 1980 sonrası Kawa örgütünün ideolojik ve örgütsel çizgisini sürdüren grubun yayınlamış olduğu “Newroz Ateşi”nin Şubat 1992 tarihli 1. sayısında birlikte yola çıktıkları arkadaşları Ferit Uzun’la ilgili bir yazı yer alıyordu. Yazıda Ferit Uzun’a sahip çıkılırken hakkında şunlar söyleniyordu:
Ferit Uzun, Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’nde bütün Kürdistan halkının devrimcilerinin ve demokratlarının çok yakından tanıdığı ve sevdiği bir önder kişiliktir. O yarattığı pratik devrimci kazanımlarla, devrimci geçmişiyle, dost ve düşman güçlerin önünde saygıyla eğildiği devrimci önder kişiliği şahsında cisimleştirdi.
Ferit, 12 Mart döneminden önce DDKDO’nun çalışmalarına katıldı. Faşizme karşı anti faşist, anti emperyalist gençlik hareketlerine aktif olarak katıldı. 12 Mart faşizminde tüm devrimciler ve yurtseverler gibi, o da kendisini zindanlarda buldu. Genç yaşına rağmen, onun cezaevlerinde yarattığı devrimci, direnişçi çizgi hala, o dönemin tarihi koşulları da dikkate alınarak, övgülerle anlatılır.
12 Mart Dönemi’nden sonra Kürdistan’da devrimci gençliğin ve aydınların ML’ye yönelmesinde önemli görevler üstlendi. ML’nin Kürdistan’da yaygınlaşmasında gerek üniversite yıllarında, gerekse memleketi Siverek’te ziraat mühendisi olarak görev yaptığı dönemde büyük hizmetler sundu. Kürdistan proletarya hareketinin kuruluş yıllarında, oluşumunda aktif olarak yer aldı ve önemli derecede katkılarda bulundu.
Çok yönlü olarak devrimci kişiliğini uzmanlaştırarak, Kürdistan devrimine değişik alanlarda hizmetlerde bulundu. 12 Mart döneminin hemen ertesinde ilk defa piyasaya sunduğu müzik kasetiyle Kürt müziğine de büyük hizmetlerde bulundu.
Kürdistan’da ML ışığında Ulusal Kurtuluş mücadelesinde yer alırken, önder Ferit uzun Yoldaş, emekçi sınıfın ve proletaryanın çıkarlarının savunulmasına ve egemen kılınmasına da büyük önem veriyordu. Siverek’te bu yönlü yükselttiği mücadelenin dersleri hala bilinçlerde tazedir. 1977 yazında mercimek işçilerinin grevi ve direnişinin mimarı odur. Bu yüzden, o, sömürgeci güçlerin uşağı, milli hain Bucak ağalarının şimşeklerini üzerine çekti. Ancak onun yarattığı devrimci örgütlenme ve otorite hem sömürgecilere hem de milli hainlere büyük korku salıyordu.
Ferit Uzun ülkemizde ML önderler arasında yerini alırken, ML’lerin birliği doğrultusunda da mücadele etti. Birlik doğrultusunda önemli istek ve arzusunu sürekli dile getirmesine rağmen, revizyonist üç dünya teorisinin estirdiği rüzgara göğüs geremeyerek sonuçta “üç dünyacı” saflarda yerini alması ve bu temelde Kürdistan halkına ışık ve umut saçan tüm devrimcilerin yegane umudu durumunda olan Marksistlerin bölünmesinin ve büyük darbe almasının önüne geçip, cereyana göğüs geremedi. Bu onun hayatında işlediği en önemli hataydı.
Bütün bu duruma rağmen Kürdistanlı ML’ler, Ferit Uzun’un Kürdistan devrim şehitleri arasına yerleştirerek, onun anısı önünde saygıyla eğilerek mücadelesini önder kılmanın zorunluluğunu belirtmektedirler.
O’nun anısını vesile edinerek, biz, mücadele yoldaşları olarak, şu gerçekleri bir kez daha vurgulamayı zorunlu görüyoruz. Ferit, bir devrimci önder olarak Kürdistan halkının Devrim ve Sosyalizm mücadelesinde yaşayacaktır. O Kürdistan devriminde ve insanlık tarihinde onurlu yaşamı ile yüceleşecektir. Katilleri ise, onursuzluklarıyla her gün yeniden bin kez daha kahrolacak, Kürdistan devriminin acımasız intikamından kendilerini kurtaramayacak, bunun verdiği korkuyla her gün yeniden öleceklerdir.
O’nun anısı önünde bir kez daha saygıyla eğilirken, anısına bağlılığın Kürdistan proletaryasının kendi öz bayrağı altında tüm Kürdistan devrimcilerin, komünistlerin Ulusal Kurtuluş Mücadele’sinde örgütlü savaşım yükseltmeleri anlamını taşıdığını bir kez daha önemle vurguluyoruz. Öyle bir örgütlü savaşım ki, proletarya partisinin önderliğini yaratarak, halkının gerçek kurtuluşunu garantileyecek; günümüzde ML’e karşı estirilen revizyonist kapitalist rüzgarın inadına ve onun bütünüyle etkisiz kılarak, sosyalist Kürdistan’a ulaşmayı emin adımlarla başaracak…