Aybar Partiye ve Sosyalizme İhanet Eden Bir Dönektir
TİP: “Aybar Partiye ve Sosyalizme İhanet Eden Bir Dönektir”
TİP’in görüşlerini yansıtan Parti Gazetesi’nde Aybar partiye ve sosyalizme ihanet eden bir dönek olmakla suçlanıyordu. Partinin yayın organı Parti Gazetesi’nin 15 Şubat 1971 tarihli 2. sayısında Aybar’ın suçlamalarına cevap verilirken 6 madde halinde Aybar’ın partinin tüzük ve programına aykırı tutum ve davranışları sıralanıyordu. TİP’lilere göre bu 6 maddede yer alan suçlarla Aybar partiye ve sosyalizme ihanet etmişti. “Parti Gazetesi”nde “Aybar Hesap vermekten Korkarak İstifa Etti” başlıklı yazıda bir bölüm aynen şöyleydi:
Genel Yönetim Kurulunca, Merkez Haysiyet Divanına verilen Aybar, Partiden istifa ederek, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul ettiğini gösterdi. Mehmet Ali Aybar, eğer gerçekten partiye karşı ağır suçlar işlememiş olsaydı, istifa etmez kendisini MHD savunur ve parti kamu oyunda haklı çıkabilirdi. Oysa Aybar, bunu yapamadı. Yapamazdı da. Çünkü, Aybar, Partiye ve sosyalizme ihanet eden bir dönekti. Partiye ve sosyalizme karşı ağır suçlar işlemişti.
Bu istifanın anlamı açıktır. Aybar, partililere ve sosyalistlere hesap vermek gücünde değildir. Hesap vermekten korktuğu için istifa etmek yolunu seçmiştir.
Ancak, Aybar, istifa ederken de parti ve sosyalizm düşmanlığını elden bırakmamıştır. İstifasını açıklarken partiye ve sosyalizme hücum etmeyi ihmal etmemiştir. Bu durum partililer için hayret verici değildir. Çünkü, yalnız Aybar değil, tarih boyunca bütün dönekler böyle yapmışlardır. Bu tip kimseler, burjuvaziye yaranmak için sosyalizmi ve sosyalist partiyi suçlamakta yarış etmişlerdir. Ama, bu onları kurtaramaz. Aybar ve benzerlerini tarih ve kişi sınıfı lanetlemiştir, lanetleyecektir.
Şunu da belirtelim ki, aramızdan dönekler çıkması bizi sevindirmez, üzer. Hele bu dönek, eski bir genel başkan ise üzüntümüz daha da artar. Ne var ki, parti içindeki dönekleri barındırmak düşünülemez. Parti, işçi sınıfı mücadelesinin karşısına çıkan bütün engelleri birer birer aşar ve hedefine ulaşır.
Türkiye İşçi Partisi de hedefine ulaşacak ve Türkiye’de sosyalizmi kurtaracaktır.
Tarihi okuyan yarınki kuşaklar, bu şerefli partinin eski genel başkanlarından birinin, sonradan partiye ve sosyalizme ihanet ettiğini okuyacaklar ve demek ki böyle şeyler de oluyor diyeceklerdir, o kadar.
TİP’den istifa eden Aybar 1970’de Forum Dergisi’nde yazmış olduğu yazılarla kendine has sosyalist çizgisini sürdürecekti. 12 Mart 1971’den sonra sol görüşlü Yeni Ortam gazetesinde köşe yazıları da yazacaktı. Siyasetin içerisinde olmakta kararlı olan Aybar bir grup arkadaşıyla 1973 milletvekili genel seçimlerinde alevi vatandaşların desteklediği Türkiye Birlik Partisinden (TBP) bağımsız aday olarak seçime girerler. Aybar bu yüzden Ortodoks sol çevrelerce 12’ye 5 kala sosyalist olmakla suçlanır. TBP seçimlerde ülke genelinde %1,1 oy almış parlamentoya sadece liderleri Mustafa Timisi girmişti. İstanbul 1. sıra milletvekili adayı olan Aybar milletvekili seçilememişti. Aybar seçimlerden 1,5 yıl sonra 30 Mayıs 1975’de arkadaşlarıyla “Sosyalist Parti”yi kurdu. 1977 yılında İsmini “Sosyalist Devrim Partisi” olarak değiştiren partinin genel başkanlığını 2. Kongrenin yapıldığı 1979 yılına kadar yürüttü. bu kongrede yerine parti genel sekreteri Cenan Bıçakçı geldi. SDP’de diğer partiler gibi 12 Eylül 1980 darbesiyle kapatıldı.