Baba Erdoğan’ın Katili Laz Nihat’tır
Devrimci Demokrasi Dergisi: “Baba Erdoğan’ın katili Laz Nihat’tır”
TKP(ML)’nin yayın organı 15 günlük “Halk İçin Devrimci Demokrasi” gazetesinin 16-30 Eylül 2002 tarihli 1. sayısında Baba Erdoğan’ın katilinin yol arkadaşları Laz Nihat kod adlı Enver Doğru olduğu açıkça anlatılıyordu. Bu cinayetle ilgili gazetedeki haber yorum şöyleydi:
Baba Erdoğan Proletarya Partisi’nin yetiştirdiği ender komünistlerdendi. Davasına, halkına ve devrime olan bağlılığını bizzat yaşam pratiği içerisinde uygulayarak göstermiş ve halkının, yoldaşlarının sevgisini ve sempatisini kazanmıştı. Başta ezilen halkı onu seviyor, inanıyor, onun gösterdiği yoldan tereddüt etmeden yürüyordu. Hiç şüphesiz devlet güçlerinin O’ndan bu derece çekinmesinin ve korkmasının asıl sebebi de bu kararlılığın, inanışın, fedakarlığın ve en önemlisi yaratıcı, yönlendirici kişiliğin halkta uyandırdığı büyük güvendir.
Büyük bir cüretin ve yaratıcılığın adı olan Kandıra Alay baskınından sonra Baba Erdoğan, tutsak düşerek Sağmalcılar Hapishanesi’ne konuldu. 1990 Mayıs ayında 3 Dev–Sol kadrosuyla birlikte Sağmalcılar’dan firar etti.
Tutsak bulunduğu sırada, DABK kesimi tarafından yapılan 3. Konferans’la birlikte PMK üyeliğine seçilip daha sonra da Parti Genel Sekreter Yardımcılığı’na atandı.
Proletarya Partisi’nin 1990 yazında aldığı kararla Karadeniz’e çıkarılan birliğin komutanı olarak da Baba Erdoğan görevlendirildi.
TKP (ML)’nin Genel Sekreter Yardımcısı, MK Onur Üyesi ve İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu’nun seçkin komutanlarından Baba Erdoğan (Deli Heydo Babil Ali Haydar) 16 Eylül 1990 günü Almus Gümelönü Jandarma Karakolu baskını sırasında Karşı Devrimci Hücre elemanlarından Enver Doğru (Laz Nihat) tarafından sırtından vurularak şehit düştü.
O, kavga adamlığının örnek biri simgesiydi. Komünist cüretin adıydı. Dahası o bir dava adamıydı. Kavganın en zorlusunu, en kahramancasına yaşamında nakış nakış işledi. Geride kalanlara iyi bir miras bıraktı. Yaşamı kavga tarihiydi. Baskınlardan, çatışmalardan, çemberlerden geçti. Kimi zaman kuşattı, kimi zaman kuşatıldı. Tutsak düştü. Zindanlarda dövüştü, firarlar örgütledi, toprak altında çalıştı, duvarlar deldi. Yine baskında, yine kuşatmadaydı. Vurdu ve vuruldu.
TKP(ML)–DABK Kanadının Yayınlamış olduğu “Kanla Yazılan Tarih Silinmez” adlı kitapta TKP(ML)–TİKKO’ya mensup öldürülen militanların hayatları anlatılırken Baba Erdoğan’a da yer veriliyordu: Baba Erdoğan’ın anlatıldığı bölümde Erdoğan’ın örgüt içerisine sızan düşman ajanlar tarafından öldürüldüğü iddia ediliyordu. İşte yazılanlar:
Baba yoldaş, önderi İbrahim gibi, yeni alanların olanaksızlıklarını, zorluklarını bilerek ve bütün bunlara rağmen çıplak ellerle ateşi kopartmak için iler atıldı. Elindeki bozuk tabancaya aldırmadan bilincin ve cesaretin mitralyözünü kuşanıp tabuları basan, en soylu duyguları yaratıp yaşatan Baba yoldaş, 1990’da Karadeniz’e açılım kararının uygulayıcısı da olmuştur. Bölgeye atanan gerilla birliğinin sorumluluğunu da alarak Tokat’ta üstlenirken, Karadeniz’de savaşın sürekliliğini sağlamanın, devrim yürüyüşümüzün önemli bir sorumluluğu, Karadeniz’in devrimimizin önemli bir mevzisi olduğunun bilinciyle yürüttüğü gerilla savaşında, düşmanın korkulu rüyası, halkımızın umudu olmuştur. Ve Baba Erdoğan yoldaş, Almus Gümelönü karakol baskınında, içimize sızdırılan düşman ajanı tarafından kalleşçe arkadan vurulurken, Karadeniz’in bağrına düşen ilk tohum olmak da, Karadeniz’i kızıl deniz yapmaya and içmiş bu yiğit öndere nasip olmuştur.