Bir Ben Var Bende Benden İçerü
Bir ben var bende benden içerü
ANAP ve Genel başkanı Mesut Yılmaz, halk diliyle sürekli “Bir ben var bende, benden içerü” nakaratını tekrarlıyorlardı. “Demirel’le bir dönem daha” korosuna ne dahil oldukları, ne de olmadıkları belli değildi ANAP’lıların. Dışa yansıyan söylemlerle parti içinde konuşulanlar farklı farklıydı. Yılmaz, Ecevit’le yaptığı görüşmede Demirel formülü için “En yapıcı katkıyı da ANAP sağlayacaktır” diyordu. Demirel’i seçtirmemeyi kendilerine birinci görev edinen bazı ANAP’lı milletvekilleri ile Yılmaz’ın en yakın kurmayları ise, Demirel’le bir dönem daha olamayacağını söylüyorlardı, üstüne basa basa.
Ekrem Pakdemirli: “Türkiye bir muz cumhuriyeti mi ki, yeni bir isim çıkaramıyor. Kişilere bağlı Anayasa değişikliği yapıyor. Kim çıkıp da onun bir dönem daha görev yapmasını düşünüyor, öneriyor? O zaman Demirel’i ömür boyu cumhurbaşkanı seçelim. Bu uygulamaları, Afrika ülkelerinde belki görürsünüz. Demirel, görev süresini tamamladı, artık bırakmalı. Yeniden seçilmemeli. ”
Ertuğrul Yalçınbayır: “Demirel’in süresi bitiyor. Görevi bırakmalı. Türkiye konjonktürleri aştığı zaman evrensel standartları iç hukukuna geçirmiş olur. ”
Nurettin Dilek: “Sayın Demirel statükodan yana. Cumhurbaşkanı yeni bir isim olmalı. Demirel için Anayasa değişikliği yapmak yanlıştır. ”
Doğrudan Mesut Yılmaz’ın insiyatifi ile olmasa bile, bazı ANAP kurmaylarının çok ince bir taktiği olduğu konuşuluyordu Başkent kulislerinde. Bu taktik, “liderler arasında uzlaşma sağlanıp anayasa değişikliği teklifi meclise geldiğinde reddetmek ve sözkonusu formülün tutmayacağını göstermek” şeklinde özetleniyordu. Çünkü, böylece Demirel formülünün tutmayacağı cümle aleme gösterilecek ve Yılmaz’ın şansının yükseltilmesi sağlanacaktı. Bu durumda, Ecevit ve partisinin de Yılmaz’a destek vereceği düşünülüyordu. Bir de MHP’nin desteği alınabilirse, oyunun tutacağı kesindi.
Mesut Yılmaz’ın Çankaya’ya çıkmasını, kendisine yakın milletvekilleri kadar, parti içindeki muhalifleri ve gönlünde genel başkanlık hevesi yatanlar da istiyordu. Kulislerdeki bu değerlendirme ve spekülasyonlar Ecevit’e aktarıldığında ise, Başbakan “Olabilir ama ben Mesut Bey’in öyle düşündüğünü sanmıyorum” diyerek şunları ekliyordu: “Mesut Bey’in kendisiyle ilgili bir düşüncesi olduğu izlenimini edinmedim. Demirel’in bir dönem daha seçilmesi konusunda bir çözüm bulunmasını içtenlikle istiyor gibi geldi bana Mesut Bey de… ”48
Yılmaz’ın Köşk hesabı olduğu kendi sesinden kamuoyuna mal olmadı bir türlü. Ancak niyetini herkes biliyor, kurmayları da gerekli mesajı veriyorlardı. Yılmaz’ın hesabının tutması için de MHP’nin tavrı çok büyük önem arz ediyordu.