Bir provokasyon çetesi Apocular
Bir provokasyon çetesi Apocular
Halkın Kurtuluşu grubuyla Apocular olarak bilinen PKK arasında 1978–1979 döneminde Güney Doğu’da kanlı çatışmalar yaşandı. Her iki örgütten de bir çok militan bu çatışmalarda öldürüldü. Halkın Kurtuluşu’na mensup Tunceli’de Sultan Argün, Hüseyin Sancar, Gaziantep’te Ali Mengüç, Resul Yıldırım, Kars’ta Aslan Göncü ve Diyarbakır’da Kazım Güner PKK tarafından öldürüldü. Birçok Halkın Kurtuluşu taraftarı da yaralandı. Halkın Kurtuluşu “Bir Provokasyon Çetesi Apocular” adıyla 1979 yılının Eylül’ünde bir kitap yayınladı. Bu kitapta “Apocular; Bir provokasyon çetesi, karşı–devrimci hareket” olarak suçlandı. Bu kitapta Apocuların ideolojik ve politik çizgisi, tarihi seyri bütün safhalarıyla ele alınarak değerlendirilmekteydi. Halkın Kurtuluşu tarafından yayınlanan kitaptan bazı bölümler şöyleydi:
* Türkiye Kürdistan’ın da “Apocu” veya “UKO” diye bilinen bir ajan provokatör çete, uzun bir zamandır halka, devrimcilere ve özellikle de proleter devrimci hareketimize karşı saldırmaktadır.
Bu Kürt şoveni faşist çetenin saldırıları sonucu bugüne kadar altı proleter devrimci; Dersimde: Sultan Argül, Hüseyin Sancar, Gaziantep’te: Ali Mengüç, Resul Yıldırım, Kars’ta: Aslan Göncü ve Diyarbakır’da: Kazım Güner katledildi, bir çok devrimci yaralandı. Bu karşı–devrimci çetenin karakteri icabı en önemli özelliği sadece hareketimize değil, ama başta hareketimiz olmak üzere bütün halka ve devrimcilere saldırmasıdır.
“Apocu” çetenin saldırıları karşısında devrimin ve halkın menfaatlerini korumayı ve savunmayı, devrimin temel taleplerinden (demokratik) birisi olan Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkının arkasına geçip Kürt şoveni bir politika izleyerek faşist yüzünü gizlemeye çalışan “Apo’cu” gibi çetelerin yüzünü açığa çıkarmayı biz Komünistler bugünkü görevlerimizden birisi olarak kavrıyoruz.
* “Bu “Apo’cu” ajan–provokatör çete sırtını Paydaşlar, Papazlar vb. gibi toprak ağalarına dayayarak, Kürdistan’daki devrimci–demokratik harekete saldırmakta, HK’dan Kürt devrimcilerini pusularda alçakça katletmektedir.”
“Apocular, neden Kürdistan’da baş hedef olarak bizi seçmektedirler?”
* “Kürdistan’da bizim dışımızda bir tane daha demokrasi ve Kürdistan’ın özgürlüğüne bu perspektiften bakan grup, siyaset yoktur. Bu nedenle bütün ülkede olduğu gibi Kürdistan’da da faşist diktatörlük ve onun Kürt dayanağı gerici sınıflar bize yönelmektedir.
Hakim sınıfların Kürdistan’da ortaya çıkan siyasi boşluğu her türlü, zorbalık ve saldırı ile doldurmak üzere oluşturduğu, demokrasi mücadelesini bastırmak için MİT tarafından örgütlendirilen ve kışkırtılan bu “Apocu” çete, bu Kürt feodallerinin düzeni koruma örgütü, bu fedailer mafyası herhalde ortaya çıktığı anda bize saldırmak zorundaydı.
İşte bunun içindir ki onlar, ortaya çıktıklarından beri hedef olarak bizi; komünist hareketi aldılar. Tek ve ilk şiarları: “sizi Kürdistan’dan kovacağız” oldu.
* “Biz devrimi örgütlüyoruz, “Apocu”larsa bize “namussuzluğun örgütleyicileri” diyor. Feodal ağalarının uşaklarının bu laflarının karakoldaki polis küfründen başka bir değeri yoktur ve devrimciler “Apocu” faşistlere Hanyayı, Konyayı göstereceklerdir.
İşte “Apo’cu”ların ilan ettikleri engele karşı mücadelenin son birkaç aylık bilançosu: Altı Kürt proleter devrimcisinin Hüseyin Sancar, Sultan Argül, Kazım Güner, Ali Müngüç, Resul Yıldırım, Aslan Göncü’nün katledilmesi, Tekoşin adlı gruptan iki yurtseverin öldürülmesi, proleter devrimcilerden, devrimcilerden, sıradan halktan onlarca kişinin yaralanması ve tutuklanması… Kürdistan halkı bu olaylara şahit olmuştur.
Başka örnekler verelim:
Kürt komünistleri, ekonomik ve siyasi buhranın, hayatını çekilmez hale getirdiği halk kitlelerinin, emperyalistleri ve işbirlikçi hakim sınıfların zam ve zulüm tedbirlerine karşı mücadele ve muhalefetini yükseltmek gerektiğini, aksi takdirde çeşitli milliyetlerden işçi ve emekçi kitleleri daha karanlık günlerin beklediğini tespit ettiler. Tam da tespitlere dayalı olarak emperyalizme ve işbirlikçi hakim sınıflara cepheden birer saldırı olan izinli–izinsiz kitle protestoları örgütlediler. “Apocular buna da saldırdılar. Öyle ki bir defasında, Dersim’de Kürt komünist ve devrimci demokratların düzenlediği “Hayat pahalılığını ve faşizmi protesto” miting ve yürüyüşüne silahlı saldırı kararı alıyorlar. Bu halk düşmanı çılgın karar, o zaman kendi içlerinde olan, şimdi “Tekoşin” ve “Kurtuluş” saflarında bulunan devrimcilerce engelleniyor. Benzer bir olay Gaziantep’te yapılacak olan bir mitingde de yaşanıyor.
Ama “Apocular böyle bir şeye cesaret edemedilerse kitlelerden korktuklarındandır. Halk kitleleri ve onların mücadelesi “Apo’cu” faşist saldırıları püskürtebilecek durumdadır ve onlar böyle bir şeye cüret ettikleri anda kitlenin o ağır tokadını suratında bulacağını bilmektedirler.
Bu tür provokasyon katliam eylemlerini kim örgütlemektedir? Örgütleyicilerin başında MİT, Kontr–gerilla bulunduğunu herkes bilir. MİT her zaman bu tür eylemler örgütlemiş, kitleleri korkutmaya, onları püskürmeye, provokasyonlar tezgahlayarak yeni uygulamalara zemin hazırlamaya çalışmıştır. Düzeni, toprak ağalarını korumayı siyaset ve eylemin merkezine koyan “Apo’cu” hareket içerisinde MİT’in, Kontr–gerillanın örgütlü olabilmesinden daha doğal bir şey olamaz. Çeşitli bölgelerde halk tarafından MİT ajanı olarak bilinen onlarca kişi bugün “Apo’cu” olarak geçinmektedir.
Bir başka örnek:
Urfa’da daha dünün azılı, halk düşmanı faşistleri bu gün, dünkü düşüncesinden hiçbir şey değiştirmeden “Apo’cu” olabilmektedirler. Hem de “Apo’cu”yken de komünizmle mücadele ediyorum” diyerek. Tek farkına vardıkları gerçeğin “Kürt” olduklarını kabul etmek olduğunu söyleyerek… “Apo’cu”lar, Kürdistan’ın faşistleridir.
*“Faşizme karşı düzenlenen miting ve yürüyüşleri basıp dağıtmayı kitle katliamlarını göze almadılar mı?
Kürdistan’da HK gazetesinin diğer devrimci–demokrat hareketlerin gazetelerin dağıtımını engelleyen ve saldıran “Apo’cu”lar değil mi?
Düzeni protesto eden, kitlelerle birlikte düzenin üzerine yürüyen proleter devrimcileri ve devrimci–demokratları kim cezalandırıyor? Hakim sınıflar ve “Apo’cu”lar.
Son aylarda öldürdükleri (Dersim, Gaziantep ve Diyarbakır) yetmediği için, Gaziantep’te son yayınladıkları bildiriyle, ilk bildirilerini de aşan bir cesaretle (!) DHB’den devrimcileri ve mahalle halkından unsurları vuracaklarını açıklıyorlar. Gaziantep’li devrimcilerin ve halkın bunlardan haberdar olacağı kesindir.
Komünistleri, devrimcileri, demokratları, halkı kahpe pusularda katletmiyorlar mı? (Tıpkı düşünce özgürlüğünü yasaklayan faşist diktatörlük gibi) Hatta tek suçu halk saflarına katılmak olan “Tekoşin”cileri ve hatta kendi arkadaşlarını niçin katlettiler? Biraz düşünmek gerekiyor.
Kim kitle önderlerini öldürmek, kitleleri öndersiz bırakmak ve kitleler üzerinde terör estirip susturmak, dağıtmak istiyor?
Komprador–burjuvazi ve toprak ağaları ve onların siyasi temsilcisi “Apo’cu”lar… Son yayınlanan bildirilere ve bu bildirilerin çizgisinde sürdürülen saldırılar tam da bu nitelikte değil mi? Dersim, Gaziantep, Urfa, Kars, Elazığ, Varto, Diyarbakır ve tüm Kürdistan halkı ve devrimcileri bunun şahididir.
Artık şu inkar edilmez bir gerçektir, “Apo’cu”lar halka saldırı cephesinin unsurlarıdırlar. Onlar 1976’da Fevzi Aslansoy’un mezarı başında inşasına başladıkları halk düşmanı çizgilerini bugün tamamıyla inşa etmişlerdir. Bu çizgi halka karşı, halkın çıkarlarına ve geleceğine karşı inşa edilmiş halk düşmanı bir çizgidir.
Her eylemi provokasyon olan “Apo’cu”lar provokasyonu bir çizgi olarak benimsemişlerdir. Bu çizgi gelişmekte, hayata geçmekte ve işbirlikçi hakim sınıflara gittikçe cazip gelmekte, güven telkin etmektedir. (!)
Bu çizgi mevcut komprador–feodal düzenin devamından yanadır. Komprador–feodal düzenin tortusu, lümpen, ahlaki yozlaşmaya uğramış, sorumsuz kişilerin etrafında topladığı karşı–devrimci bir çizgidir.
Bu çizgi, Paydaşlara, Papazlara v.b. büyük toprak ağalarına yaslanan onlar tarafından desteklenen ve beslenen bir çizgidir. Kürdistan’da Kürt yoksul köylülerini ezen, sömüren, karakol ve meydan dayağı çektiren bir çizgidir. Hain toprak ağalarının, devrimin Kürt ulusunun ve halkının karşısına dikilen, ulusal hainliği savunan ve bunu pratiğiyle gösteren bir çizgidir. Halka karşı kurulmuştur.
“Apo’cu” provokasyon çetesi, onların karşı–devrimci çizgisi her alanda teşhir ve tecrit edilmelidir. Halka ve devrime karşı sorumluluğumuzu ancak böyle yerine getirebiliriz. Biz komünistler olarak bu görevimizi layıkıyla yerine getireceğiz. Yüce devrim davasının gerçek savunucusu olmamız bize bu görevi yüklemektedir. Siyasi kişiler olarak davranacak başta sınıf dayanaklı olan Kürt toprak ağaları ve komprador–burjuvaları olmak üzere, onların her renkten hareketlerini ve “Apo’cu” çizgiyi halkımızla birlikte ortadan kaldıracağız.
Kaynak : Halkın Kurtuluşu Yay. Bir provokasyon çetesi Apocular