Çayhaneler
Çayhaneler
Belki araç trafiği fazla olduğundan, yolun etrafında, yemek yenecek küçük çayhanelar sıralanır. Küçük lokantalara bu yörede “çayhana” denir. Buralarda “şaşlık” denen şiş kebaplar pişirilir. Bunlardan ilginç olanları, Cuma Mescidinin tam karşısında yer alan “Umide” çayhanesi gibi aile işletmesi olanlarıdır. Hemen her Cuma namazı sonrası uğradığımız Umide Çayhanesi, bir Özbek ailenin kendi oturdukları evi, işletme haline dönüştürmeleriyle oluşturulmuş. Çayhanenin aşçısı, garsonu hep ailenin fertleri. Buradaki her şey, müşterinin karşılanması, yerleştirilmesi ikramlar geleneksel Özbek kültürü ile yapılır. Babalarının vefatından sonra evin idaresini ele alan anneleri, evine misafir kabul edercesine sizi karşılar, hal hatır eder. Burada yaşayanlar gelinlerle kızlarla beraber kalabalık bir ailedir. Hatta bizim gibi, sık gidenler, artık ailenin sevinçlerine ve üzüntülerine de ortak olmaya başlarlar. Büyük gelininin kızı doğduğunda müşterilerinin çoğu olayı kutlar ve hediyeler verir. Bu hediyeleri “Apay”, karşılıksız bırakmaz, o da müşterilerinin özel günlerine hediyeler gönderir.
Orta Asya’da “şaşlık” denen şiş kebaplar, şişe fazla yağ dizilerek yapılır. Neredeyse şişin üzeri bir et bir yağ olarak doldurulur. Esasta bu tarz hiç de yanlış değildir. Çünkü etin yağları üzerinde toplanan lezzet maddeleri, böylelikle kebabı daha yumuşak ve leziz yaparlar. Türkiye’den gidenlerin yağ yemeyi pek sevmediklerini bilen Umide kafede şişlere çok az yağ konur. Buralarda şaşlık, mutlaka sirke asidinin içine sarımsak, dere otu ilave edilerek hazırlanan “uksız” ile birlikte servis yapılır. Lezzeti alışık olmayanlara çok leziz gelmese de buralılar bu sıvıyı etlerin üzerine dökerler hatta ikaz etmezseniz şaşlığı hazırlayan doğrudan uksızı serpip getirir. Lezzeti bir yana, sağlık için çok faydalı olduğu muhakkak. Özellikle aşırı sıcak olan yaz aylarında şaşlık yiyecek olanlar, uksızla birlikte yerlerse tansiyon problemlerinden emin olurlar.