Fehmi Gökçek ve Süleyman Şakül’ün İnfazı
MLSPB Örgüt İçi İnfaz
MLSPB’nin önemli isimlerinden Fehmi Gökçek ve Süleyman Şakül örgüte ihanet suçundan Avcılar Gölkıyısında infaz edildi.
THKP-C önderlerinin 30 Mart 1972’de Kızıldere’de öldürülmeleri ve tutuklanmalarıyla dağılan örgüte sempati duyan, özellikle ODTÜ öğrencisi olan küçük gruplar, 1974 affıyla tahliye olan THKP-C militanlarıyla örgütün sürekliliğini sağlama ve Mahir Çayan’ın tezleri doğrultusunda mücadele etme konularında anlaşmaya varamayınca bir araya gelerek 1975 yılının Mayıs ayında “Türkiye Devriminin Acil Sorunları 1” adlı broşürün basım hazırlıklarına başlanılmış Ağustos 1975 tarihinde 300 adet teksir edilerek cepheci kadrolara dağıtılmıştı. Bu broşür kimilerine göre İlker Akman, kimilerine göre Engin Erkiner tarafından yazılmıştı.
Kamuoyunda yayınladıkları broşürden dolayı Acilciler olarak tanınan örgüt 15 Haziran 1976 yılında örgüt genel komitesinin aldığı kararla adını THKP/C Halkın Devrimci Öncüleri olarak belirledi. Acilciler olarak gündeme gelen THKP/C–HDÖ 1976 yılında örgüt içerisinde çıkan görüş ayrılıkları sonucunda bölünmelerle karşı karşıya kalacaktı. Yurtdışı grubu olarak bilinen örgütün Avrupa kanadı merkez komitenin silahlı eylemlere başlama kararına konjektürel şartların politikleşmiş askeri savaşa uygun olmadıkları gerekçesiyle karşı çıkıyordu. Genel komitede de genel çoğunluğu oluşturan yurtdışı grubunun bu görüşleri örgütün sonbaharda yapılan genel komite toplantısında genel komitenin tasfiyesine karar verilmesine yol açmış, yurtdışı grubu silahlı eylemleri savunan radikal grup tarafından tasfiye edilmişti. Ayrılan çevrenin sadece İstanbul ve İzmir’de belirli bir gücü vardı. HDÖ’den ayrılan çevrede kısa bir süre sonra ikiye ayrılacaktı. İzmir’deki grup THKP-C Eylem Birliği adıyla faaliyetlerini sürdürürken, İstanbul kanadı ise MLSPB ismini alarak faaliyetlerine başladı.
MLSPB Hasan Şensoy, Tamer Ardağ, Şemsi Özkan Süleyman Sadık Öge, Süleyman Polat ve Atilla Ermutlu tarafından kuruldu. MLSPB temel amacını; “cinayet, suikast ve diğer şekillerdeki terör ve tedhiş metotlarını kullanarak, bir yılma ve bıkkınlık yaratma suretiyle halkı pasifize etmek ve bu suretle kendi düşüncesinde oluşturacağı silahlı halk ihtilali yoluyla Türkiye’de Marksist–Leninist dikta iktidarı kurmak olduğunu” çeşitli afiş, bildiri ve pankart eylemleri ile açıklamıştı.
MLSPB’de 1978’de iki üç kez yeni gruplar doğurmak olgusuyla karşı karşıya kaldı.
Örgütün 30 Haziran 1978 yılında yapılan 1. Konferansından sonra THKP/C Savaşçıları, Çayan sempatizanları adıyla bazı gruplar MLSPB’den ayrıldılar. Merkezi üssü İzmir olan “Eylem Birliği” adlı diğer cepheci gruplara nazaran kardeş örgüt ilan ettikleri bu çevreyle birlik oluşturmaya çalışmışlar, ama gerçekleştirememişlerdir.
MLSPB 1978–80 döneminde sansasyonel eylemlerle kamuoyunda sesini duyurmaya çalışmıştı. Örgütün baş hedefi diğer sol terör örgütleri gibi MHP ve Ülkücü Hareket mensuplarıydı. MLSPB aralarında MHP İstanbul il başkanı Recep Haşatlı, Gaziosmanpaşa ilçe başkanı Ali Rıza Altıok olmak üzere 63 ülkücü hareket mensubunu katletmişti. Örgüt MHP ve Ülkücülere yönelik kanlı eylemlerini yaparken kendi içinde de infazlar yapacaktı.
MLSPB’nin önemli isimlerinden Fehmi Gökcek Ağustos 1978 yılında örgüte ihanet suçundan hakkında infaz kararı verildi. Örgüt üyesi İbrahim Yirik, Aslan Çağlayan, Nazlı Çağlayan ile Örgütün önemli isimlerinden bomba uzmanı Tayfun Bilgi tarafından sorgulanan Gökçek, bu dört kişiden oluşan komite tarafından Avcılar Gölkıyısında elleri arkadan bağlanarak kafasına sıkılan tek kurşun ile öldürüldü. Yine MLSPB üyesi Hüseyin Şakül’de örgütten ayrılarak kendi başına yeni bir fraksiyon oluşturduğu için arkadaşları tarafından yine aynı göl kıyısında öldürüldü.
Örgüt mensupları tarafından infaz edilen Fehmi Gökçek MLSPB’nin legal yayın organı “Barikat” dergisinin Şubat 1998 tarihli 3. sayısında devrim şehidi ilan ediliyordu. Önce infaz edilen sonra da devrim şehidi olarak kabul edilen Fehmi Gökçek’le ilgili Barikat dergisinde şunlar söyleniyordu;
Temmuz Ağustos ayları geleneğimizin ilk kuşak temsilcilerinden iki yiğit insanın katledilişlerine tanıklık etti. 1978 yılında Nurettin Gürateş ve Fehmi Gökçek 78’in Temmuz ve Ağustos aylarında nasıl yaşadılarsa öyle ölerek, THKP–C savaşçılarına yakışır bir tarzda ipi göğüslediler.
Fehmi Gökçek hiçbir zaman örgütüne ihanet etmedi. Tersine örgütünün sevilen militanıydı. Hala Sevgi ve saygı ile anılmakta. O dönemi yaşayan biri olarak tanığım.