Garbis’in başını çektiği Robert Kolejliler çevresi
Proleter Halkın Birliği: “Devrimci hareket saflarında ilk komplocu öldürme olayının pratiğini Garbis’in başını çektiği Robert Kolejliler çevresi yapmıştır”
1995 yılında MLKP’den ayrılan bir grup KP-İÖ “Komünist Parti İnşa Örgütü”nü kurdular. Bu grup MLKP’den ayrıldıktan sonra Proleter Halkın Birliği dergisini çıkarttılar. Ayrılan grup Garbis Aytınoğlu’nun da içinde yer aldığı MLKP’yi eleştiren birçok yayınlar yaptılar, bildiriler dağıttılar. KP-İÖ çevresi kendilerinin ayrılmasından 5 yıl sonra 2000 yılında MLKP’den ayrılan Garbis Altınoğlu ile ilgili de PHB Özel Sayı 12’yi çıkarttılar. MLKP’de Yaprak Dökümü Sürüyor başlıklı özel sayıda hem MLKP’ye hem de bir dönem liderleri olan Garbis Altınoğlu’na ağır suçlamalarda bulunuyorlardı. Garbis Altınoğlu’nun MLKP’den ayrılış gerekçelerini doğru ve samimi bulmadıklarını da bu özel sayıda belirtiyorlardı. Ayrıca Garbis Altınoğlu’nun geçmişten günümüze ideolojik ve siyasi geçmişini de masaya yatırarak geçmişte karışmış olduğu “sandık cinayeti”ne de değniliyordu. Proleter Halkın Birliğine göre: Garbis Altınoğlu 1970’lerde komplocu faaliyetler içerisinde yer almıştı. PHB özel sayıda garbis Altınoğlu ve sandık cinayetiyle ilgili yazılanlar şöyleydi:
Garbis Altınoğlu 1968 devrimci kuşağından az sayıda kalmış ve “devrimci” olarak bugüne kadar kendisini korumuş kişilerden birisi olarak kamuoyunun yakinen tanıdığı gibi, hiçbir dönem TKP/ML Hareketi’nin teorisini, politikasını ve örgütsel yönelimini kuran ve önderlik eden kadrolar içinde yer almamış bir kişidir. Kendisi de bu durumu yazısında doğru olarak şöyle ifade ediyor; “Bu satırların yazarı siyasal yaşamı süresi boyunca çoğu zaman bu örgütlerin yazgılarını belirleyecek bir konumda bulunmamıştır.” (Belgeler, Önsözünden)
Garbis burada doğruyu söylüyor. Devrimci kamuoyunun yanlış olarak bildiği gibi, Garbis Altınoğlu TKP/ML Hareketi’nin ne kurucusu, ne önderi ve ne de teorisyeni idi. Bir çok yönetici kadrolardan biri idi. Küçük burjuva aydın özellikleri, mekanik ve tek yanlı yaklaşımları, örgüt içi mücadelede komplocu, sekter eğilimleri ve bir uçtan öbür uca yaşanan gelgitler, örgütsel yaşamı boyunca teorik, politik çizgisini yerli yerine oturtmayı son yıllara kadar başaramamış, ML klasikleri dogmatik ve kopyacı bir biçimde özetlemekten öteye gidemeyen kedine özgü fikirleri, çözümleri olmayan Garbis’in bir örgütün önderliğini üstlenmesi ve somut sorunlara somut yanıtlar bulması elbette beklenecek bir durum olamazdı ve olamaz da.
Garbis, 1970’li yıllarda Aydınlık saflarında yer almış ve İbrahim Kaypakkaya yoldaşın ML muhalefeti geliştirmeye çalıştığı dönemde, Aydınlık’tan maceracı bir temelde koparak “Robert Kolejliler” adıyla bilinen aşırı “sol”a sapmış ve Maoculuğu karikatürize edercesine kitle mücadelesinden uzak duran ve aydınların aşırı sübjektivizmiyle yeni bir örgüt kurma yönelimine girmiş, bu grubun başını çekenlerden birisi olmuştur. İdeolojik, politik ve platform ortaya koymayı başaramayan Garbis Altınoğlu’nun da başında bulunduğu grup, bir yandan polis operasyonları ve öte yandan komplocu, sekter yaklaşımları sonucu erkence çökertilerek dağılmıştır. Devrimci hareketin saflarında ilk komplocu öldürme eylemini pratiğe süren Garbis’in de içinde yer almış olduğu maceracı kolejliler çevresi olmuştur. Grubun önderlerinden Adil Ovalıoğlu, “başka bir örgütün insanlarıyla görüşüp, örgütün sırlarını onlara taşıyor” gerekçesiyle Ümit Necef ve arkadaşlarınca ölüm kararı alınır. Adil Ovalıoğlu’na komplo kurularak Banu Ergüder’in kalmış olduğu evde kafasına sert bir cisimle vurularak öldürülür. Cesedi parçalanarak Kadıköy’de denize atmadan Banu Ergüder yakalanır ve olay açığa çıkar.
Zaten ciddiye alınacak bir örgütsel yapıya sahip olmayan “Robert Kolejliler” grubu “sandık cinayeti” olarak kamuoyuna yansıyan olayın ardından geride kalanlar da polisçe yakalanır ve Ümit Necef’in yurtdışına kaçmasıyla Robert Kolejliler grubu dağılır. Geride kalan birkaç kişi ise daha sonraki süreçte başka devrimci akımların çalışmalarına katılırlarken, Garbis Altınoğlu PDA–Aydınlık saflarında yakınen tanıştıkları İbrahim Kaypakkaya ve yoldaşlarının kurmuş oldukları TKP/ML Hareketi’ne özeleştiri yaparak katılır. Yani Garbis başından itibaren TKP/ML Hareketinin kuruluşuna katılan ve onun teorik, politik görüşlerini oluşturan bir insan konumunda değildir.