Kürt Solu İç Çatışmaları

İki Sait’in Karanlık Ölümü

İki Sait’in Karanlık Ölümü

Sait Elçi’nin yanında Mehemmede Bego da vardı. İkili görüşmeye gittiklerinde Dr. Şıvan, Sait Elçi ve Bego’yu I–KDP karargahında hapse kapatır. 29 Mayıs 1971’de gerçekleşen iki Sait’in görüşmesinde Saitlerin Elçi’sini feci bir akıbet bekliyordu. Dr. Şıvan (Sait Kırmızıtoprak) Elçi’yi ve yanındaki arkadaşı Mehemmede Bego’yu öldürmüştü.

Elçi’nin ve arkadaşının öldürülmesi Türkiye ve Irak’taki Kürt siyasi çevrelerini şok etmişti. Öldürülme olayının öğrenilmesi uzun zaman sonra olacaktı. Bu cinayetleri öğrenen Molla Mustafa Barzani, Sait Kırmızıtoprak ve arkadaşlarını tutuklayarak yargılatmış ve sonunda bu olayın failleri olarak gördüğü başta Dr. Şıvan (Sait Kırmızıtoprak), Hikmet Buluttekin (Çeko), Hasan Yıkılmış (Brüsk)’ı idama mahkum ettirmiş ve daha sonra da bu üç kişiyi 26 Kasım 1971’de kurşuna dizdirmişti.

Molla Mustafa Barzani, genelde Türkiye’deki Kürt çevrelerinin Dr. Şıvan ve iki arkadaşının infazıyla ilgili olarak kendilerini suçlamalarına karşı bu cinayetlerden kendilerinin sorumlu olmadığını iddia edecekti. Şıvan ve arkadaşlarının kurşuna dizilerek öldürülmesinden kendilerinin değil Türkiye’deki T–KDP yöneticilerinin sorumlu olduğunu ve onların tutuklayarak yargıladıklarını ve infazı gerçekleştirdiklerini iddia ediyordu. Molla Mustafa Barzani’nin ölümünden sonra I–KDP liderliğini üstlenen oğlu Mesut Barzani de babasından farklı düşünmüyordu. O da bu konuyla ilgili şunları söylüyor:

Anlayamıyorum. Neden bu konuda biz sürekli ve kasıtlı olarak tarafmışız gibi gösterilmekteyiz? Şu bir gerçektir. Biz bu konuya kesinlikle taraf olmadık. Olayı yekinen biliyorum. Dr. Şıvan, Irak Kürdistan’ına 1969’larda gelmişti. Onu, Türkiye–KDP’nin onayı ile yanımıza gelen bir misafir olarak ağırlamıştık. Bir parti sorumlusu ve yurtsever olarak kendisine her türlü ilgiyi, yardım ve saygıyı göstermiştik. 11 Mart 1970 otonomi antlaşması sonrası, T–KDP, bizden Irak Kürdistan’ında bir kongre yapmak için yardım isteminde bulundu. Biz de bunu kabul ettik. Kongre delegeleri süreç içinde yanımıza geldiler. Lakin, uzun bir süre geçtiği halde Sait Elçi görünürde yoktu. Dr. Şıvan da onu, Çeko ve Brüsk’le birlikte “genci” olduğu iddiasıyla öldürüyor –Sait‘i ve yanındaki bir arkadaşını– Bir ay sonra partimiz olaylardan haberdar oldu. Haberi veren T–KDP’li bir arkadaştı. Daha sonra T–KDP bizden resmi olarak, politbüro ve merkez komite üyeleri nezdinde, Dr. Şıvan‘ın yargılanıp ondan hesap sorulmasını, aksi takdirde I–KDP’yi sorumlu tutacaklarını bildirdi.

Bundan sonra Dr. Şıvan ‘ı biz değil, T–KDP yargılayıp ölüm cezasına çarptırdı. Dr. Şıvan da yargılamada Sait Elçi’yi öldürdüğünü kabul etti. Kanımca, Sait Elçi uzun yıllar mücadele etmiş büyük bir yurtseverdi. Bu fedakar insani Dr. Şıvan’ın katletmesi affedilmez bir hata idi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!