Jeltoksan Bayramı
Bugün Jeltoksan Bayramı:
Kutlu Olsun Bavurum*
Türkistan Şehrinde her yıl, büyük ciddiyetle ve önem verilerek kutlanan günlerden birisi, 16 Jeltoksan. Jeltoksan sözü, Kazak Türkçesinde Aralık ayı anlamına geliyor. Aralık ayının, yakın dönem Kazak tarihinde çok önemli bir yeri var: 1986 yılı Aralık hadiseleri ve 1991 Kazakistan’ın bağımsızlık ilanı; ikisi de Aralık ayında gerçekleşti.
Kazak Türklerinin Sovyet imparatorluğuna en büyük başkaldırıları 16 Aralık 1986 tarihinde başladı.
Kazakların, Rus idaresine girmeye başladığı 1734’ten bu yana tarihleri, başkaldırılarla dolu; ama sayıları 40’a yaklaşan bu başkaldırı hareketlerinin hiçbiri 16 Jeltoksan 1986 olayları kadar önemli neticeler vermedi. Bu isyanların Kenesarı isyanı gibi bazıları, 30 yıl kadar sürdü; Yedisu isyanı gibi bazıları bir günde seksen bin Kazak’ın birden öldürülmesi gibi çok kanlı ve ağır sonuçlar getirdi; ama söylediğimiz gibi hiçbiri Jeltoksan olaylarının verdiği tarihi neticeleri vermedi.
Kazakistan’ı 30 yıl idare eden Dinmuhammed Kunaev, 1986 yılında görevden alınmıştı. Kazaklar için Kunaev bir semboldü: Kazakistan’da son teknolojiye uygun yapılan yollar, açılan fabrikalar, okullar pek çoğu Kunaev’in eseriydi. O yalnız Kazakistan’a gelen ekonomik rahatlamanın, sanayileşmenin sembolü, değil aynı zamanda “Kazakistan Kazaklarındır” arzusunun ve idealinin de sembolüydü. Kunaev’le birlikte Kazaklar, Kazakistan’ın idaresinde söz sahibi olmaya başlamışlardı. Kazak kökenli olan ve Kazaklar için çalışan ilk Kazakistan Komünist Partisi Genel Sekreteri yine Kunaev’di.
Sovyet idaresi, uzun zamandır Kunaev’i milliyetçilik yapmakla suçluyordu. Bir gün Moskova, Kunaev’in görevden alındığını ve yerine bir Rus’un tayin edildiğini açıkladı.
Kazak Halkı ya bu kararı kabullenecek ve yıllarıdır komünist idarenin o ağır baskılarına karşı türlü yollarla dirhem dirhem kazandığı millî kazanımlarını kaybedecek veya “hayır” diyecekti: “Kazakistan Kazaklarındır”.
Almatı, için için kaynıyordu.
Kazakistan, için için kaynıyordu.
Adlarını, bağımsızlık tutkularından alan Kazaklar, kaderin kendilerine çizdiği Rus esaretine yıllarca isyan etmişlerdi ama bu makus talihi bir türlü yenememişlerdi. Şimdi Kunaev, bu bağımsızlık tutkusunun bir başka türü, bir başka sembolüydü. Olanlara seyirci kalınabilir miydi?