Bektaşilik Erkanı

Kalenderîlik

Kalenderîlik

İlk defa onuncu yüzyılda Orta Asya ve İran’da görülmeye başlanan Kalenderîlik akımı, On ikinci yüzyılda Cemaleddin-i Savi (629 h. / m. 1233) tarafından kurumsallaştırıldı. Kalenderîlikte bazı uzak doğu inançlarının etkisi açıkca görülür. Bu etkileşmenin Hindastan yoluyla Orta Asya’ya, oradan da Moğol istilası sebebiyle Anadolu’ya geçtiği bir gerçektir.
Muhtemelen her şeyi hoş gördüklerinden dolayı kendilerine Kalenderî denilen bu zümre mensuplarına Anadolu’da Cavlakiyye adı da verilmiştir. Böyle denilmesi, onların saç, sakal ve bıyıklarını kökünden traş etmeleri ve kafalarını “cascavlak” bir şekilde ortaya çıkarmalarından kaynaklanmaktadır.
Kalenderîlere cavlakiyye denilmesinin bir diğer sebebi de, şeyhlerinin cavlak adı verilen bir elbise taşımasıdır. Yerleşik bir hayattan ziyade, göçebe, gezginci bir hayatı tercih eden Kalenderîler, tek başlarına ya da gruplar halinde Anadolu köy ve kasabalarında yiyecek dilenerek dolaşıyorlardı. Gittikleri yerlerde, giyimleri ve kuşamları nedeniyle büyük bir hayretle karşılanan Kalenderîler, zaman zaman tepki de görüyorlardı. Bunlar arasında Mevlana’nın iltifat ettiği, Ebubekr-i Niksari,  Şems-i Tebrizî gibi yüksek tasavvuf düşüncesine mensup Kalenderî şeyhleri de bulunuyordu.
“Kalenderîlerin, çağın tarih kaynaklarında Taife-i İbahiyye, Taife-i Zenadıka, Cevâlika, Kalendarân, ve Taife-i Abdalân gibi, değişik isim ve ünvanlarla anıldıkları görülüyor. Bu sıralamada gayet açık olarak belirdiği üzere, ilk ikisi resmi kaynakların onlara verdikleri isimlerdir. Diğerleri ise, bizzat kendilerinin kullandıkları adlardır. Kalenderîler tarafından en çok kullanılan ünvan abdal kelimesidir, ki şüphesiz temelde tasavvuftaki ilk anlamıyla ilgilidir.”
Abdal “tasavvufta, veliler arasında insanların işlerinde tasarruf için mânevi tasarruf verilmiş kimselerdir.”
Kalenderîler oldukca rahat tavırlarıyla dikkatleri çekiyor, İslamî kurallara fazla dikkat etmiyor ve bu sebeble de oldukca tepki topluyorlardı. Bir kısım Kalenderîler vecd haline geçebilmek için esrar ve eroin kullanıyorlardı. Transa geçmek için uyuşturucu kullanma adetinin Şamanizm, Zerdüştlük ve Hint dinlerinden geçtiği tahmin ediliyor. “Kalenderîler, edebleri, adetleri, meclis ve muamele gibi hususuları terketmiş kişilerdi. Kalp safasına önem verdikleri kadar, namaz, ibadet ve zühde ehemmiyet vermezlerdi”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!