Kâmil Paşa’nın İttihat ve Terakki Şubelerini Kapatma Düşüncesi
Kâmil Paşa’nın İttihat ve Terakki Şubelerini Kapatma Düşüncesi
Musul’dan İstanbul’da İttihat ve Terakki Merkezi’ne gönderilen bir telgrafnamede de Sadaret’ten bir emir üzerine cemiyet kulüplerinin kapatıldığı aşağıdaki surette haber veriliyordu:
“Rumeli’deki İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni takliden taşralarda kendiliklerinden teşekkül eden şubelerin hükümet işlerine müdahalelerini red ile her tarafta eskisi gibi vazifeye devam olunmasını ve müdahalelerin men’i için icap ederse askerden yardım istenmesi ve bunun için Harbiye Nezareti’nden kumandanlıklara talimat verildiği hakkında Sadaret’ten vilayete tebliğ edilen telgraname münderecatı yeniden Abdülhamid devrine yol açtı. Çünkü, Valimiz bu telgrafı alır almaz vatanın selâmet ve saadeti için buraca teşekkül etmiş olan ve o maksadın temini yolunda çalışmaktan başka müaheze edilecek bir hali görülmeyen cemiyetimizin devamına artık mahal olmadığını tezkere ile ihtar etti.
Sadrazam Paşa’nın bu telgrafnameyi ne maksatla çektiğini bilmiyoruz. Herhalde o emir, milleti esarete iade etmek ve istibdatı yenilemek için verilmiş olsa gerektir. Fakat telgrafnamenin ilanı ve bunun üzerine cemiyetin dağılması hakkında vali tarafından emir verilmesi ahaliyi meyus etti, her tarafta şiddetli bir hüzün ve endişeyi mucip oldu. Efkâr-ı teskin için ciddi tedbirler alınması elzemdir. Cemiyetimizin devamına mahal olmadığı hakkında vilayetten kanun hilafına verilen emrin tadili arzolunan tedbirler cümlesindendir.”
Bu meseleye dair birçok telgrafnameler yağıyordu. Sadrazam Kamil Paşa’nın bir emriyle bütün İttihat ve Terakki kulüpleri kapatılacak gibi görünüyordu. Bu telgrafnamelerden birisinde deniliyordu ki:
“Meşrutiyet ve müsavatı zati menfaatlerine münafi gören hürriyete düşman olan bir çok müstebit ve mütegallibenin ve daha iki gün evvel vaaz kürsüsünüde umumi musavatın şer-i şerife mugayir olduğunu avama telkin ettiren meusların merkezi bulunan şehrimizde “İttihat ve Terakki Kulübü’nü taşımak doğru değildir”
Cebelibereket’ten Selânik Merkezi’ne gönderilen bir telgraf namede şöyle bir istirhamda bulunuluyordu.”
Livamız Mutasarrıfı iken şen-i mahlûkattan olması hasebiyle azledilen Mahmut Nedin infisal ettiği halde gitmeyip hala memleketimizde oturuyor ve Mabeyin hafiyelerinden Faik Bey’e mensup Tahrirat Müdürü İlmi ile beraber bazı haşaratı başlarına topluyorlar bu hareketleri evvelce ekmiş oldukları fesat tohumunun mahsulünü toplamak, yani ahaliyi yekdiğeri aleyhine tahrik ile mukatele vukuuna sebebiyet vermektir. Mutasarrıf Vekaleti’nin muktedir bir zata tevdi olunmasını sabık Mutasarrıf’la Tahrirat Müdürü’nün memleketimizden çıkarılmasını Adana Vilayeti’ne emir ve ferman buyurmanızı istirham ederiz.”