Kanlı 1 Mayıs

Kanlı 1 Mayıs 1977 Özel dosyası

1 MAYIS 1977’de Düzenlenen Mitingde Maocular ve Moskovacılar Çatıştı

34 Ölü, Yüzlerce Yaralı

Dünya sol hareketinde işçi sınıfının bayramı olarak nitelendirilen 1 Mayıs, Türkiye’de de çeşitli defalar sosyalist çevrelerce kutlanmıştı. Ülkemizdeki ilk 1 Mayıs kutlamalarının tarihi Osmanlının son dönemlerine 1909 yılına rastlamaktadır.

İlk büyük açık miting ve gösteriler ise 1921 yılından sonra Ankara, İstanbul, İzmir ve Adapazarı’nda yapıldı. 1922 yılında İstanbul’da Saraçhanebaşında toplanan binlerce işçinin katıldığı gösterinin öncüsü ve önderi Şefik Hüsnü’nün başında bulunduğu Türkiye İşçi Çiftçi Partisi idi. Cumhuriyet’in kuruluşuyla beraber ilk 1 Mayıs gösterisi yine Marksist lider Şefik Hüsnü’nün önderliğinde İstanbul’da yapıldı. Bu miting sonrası dağıtılan yasadışı bildiriler nedeniyle Şefik Hüsnü ve arkadaşları kısa bir dönem tutuklandı.

1924 yılının 1 Mayıs’ında Ankara’da yapılan gösteri, 1976 yılına kadar yapılan ilk ve tek 1 Mayıs kutlamasıydı. 1924 yılında Ankara’da yapılan 1 Mayıs gösterisi, Meclis’in önünde yapılan konuşmalarla son buldu. Bu 1 Mayıs’ı müteakiben de yine tutuklamalar ve gözaltılar, yasaklamalar geldi. Amele Teali Cemiyeti kapandı, bazı gazete ve dergilerin yayın hayatına son verildi.

1924’ten yarım yüzyıl sonra ilk 1 Mayıs kutlaması 13 Şubat 1967’de kurulan DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu)’in önderliğinde 1976 yılında kutlandı. DİSK başkanlar konseyinin 31 Mart ve 1 Nisan tarihlerinde yapılan toplantısında 1 Mayıs gündeme gelmiş, yapılan görüşmelerden sonra başkanlar konseyinin görüşleri de DİSK yürütme kurulunda görüşülmüş ve 1 Mayıs’ın “işçi dayanışma günü” olarak kutlanmasına karar verilmişti. DİSK’in önderliğinde 1 Mayıs 1976’da ilk büyük kitlesel 1 Mayıs kutlaması yapıldı.

TKP çizgisindeki Moskovacı anlayışın hakim olduğu DİSK’in düzenlediği 1976’daki 1 Mayıs mitingine sol grupların bütün renkleri olanca güçleri ile katılmıştı. DİSK’in başında TKP doğrultusunda siyaset izleyen Kemal Türkler vardı. Yine 1 Mayıs kutlamaları İstanbul’da Türkiye İşçi Partisi öncülüğünde Spor ve Sergi Sarayı’nda yapılmıştı. DİSK’in düzenlemiş olduğu 1 Mayıs mitinginde sol gruplar arasında slogan yarışmaları yapılsa da herhangi bir olay vuku bulmadan miting sona ermişti.

1977 yılının 1 Mayıs’ına gelindiğinde yine DİSK’in öncülüğünde 1 Mayıs kutlamalarının hazırlıkları başlayacaktı. 1977’deki 1 Mayıs’ının 1976’ya göre daha kalabalık ama daha fırtınalı geçeceği günler öncesinden belliydi. Sol gruplar arasında devam eden Pekinci-Moskovacı ayrılıkları ideolojik çatışmaları silahlı çatışmalara götürecek günlere gebeydi. Bunun ilk kıvılcımları 1 Mayıs’tan kısa bir süre önce gözükecekti. DİSK, tertip komitesi 19 Nisan 1977’de 1 Mayıs mitingi için vilayetten izin almış, gerekli hazırlıklara başlamıştı. DİSK başkanlar konseyi, TKP emirleri doğrultusunda 1977 genel seçimlerinde alınan ortak karar gereğince 1. MC hükümetinin yıkılması için CHP’nin desteklenmesi kararını almıştı. CHP de DİSK ile işbirliği yaparak 1 Mayıs mitingine olanca örgüt desteğini verecekti.

DİSK 1 Mayıs’la ilgili hazırlıklarını yaparken, bu mitinge DİSK’in ilkeleri ve prensipleri dışına çıkan grupların alınmayacağını, “Maocu Bozkurt” dedikleri Pekin yanlısı sol grupları miting meydanlarına sokmayacaklarını önceden ilan etmişlerdi.

DİSK’in başını çektiği Moskova cephesi TKP’sinden TİP’ine, TSİP’inden TEP’ine kadar 1 Mayıs’a damgalarını vurmak için var güçleriyle hazırlıklarını sürdürüyorlardı. Peki bunların karşısındaki sol cephenin Pekinci olarak adlandırılan Maocu çevreler ise 1 Mayıs’la ilgili hangi hazırlıkları yapıyorlar, neler düşünüyor ve nasıl hareket ediyorlardı?

 

 

“ÜÇLÜ GRUP”un (Halkın Birliği, Halkın Yolu, Halkın Kurtuluşu) Ortak Açıklaması

1 Mayıs öncesinde Maocu gruplar – “Halkın Sesi–Aydınlık” hariç – Halkın Birliği, “Halkın Yolu”, “Halkın Kurtuluşu” bir araya gelerek ortak tavır belirlediler. Birlikte 1 Mayıs’a katılma kararı aldılar. Başını DİSK’in çektiği Moskova yanlısı grupların 1 Mayıs’ı Taksim’de kendilerini dışında tutarak düzenleme kararına tepki göstererek Taksim Meydan’ında yerlerini alacaklarını belirttiler. Yaklaşan 1 Mayıs öncesi bu gruplar, çıkarmış oldukları yayın organlarında 1 Mayıs’la ilgili görüşlerini deklare ettiler.

 

12 Nisan 1977’de “Halkın Birliği”nin 6. sayısında, “Halkın Yolu”nun 9. sayısında ve “Halkın Kurtuluşu”nun da 52. sayısında yayınlanan ortak açıklamanın tümü şöyleydi:

Halkın Kurtuluşu, Halkın Birliği ve Halkın Yolu tarafından sürdürülmekte olan, “1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü” kampanyası gelişiyor. Bu kampanyanın başarılı bir şekilde sürdürülmesi ve tamamlanması için şartlar son derece elverişlidir.

Kampanyanın pratik çalışmalarında ve kampanya sırasında yürütülen mücadelelerde Halkın Birliği, Halkın Yolu ve Halkın Kurtuluşu gazetelerinin görüşlerini benimsemiş olan proleter devrimciler doğru bir anlayışla ve enginleri fethetme ruhuyla mücadeleye atıldıkları ve hareket ettikleri takdirde kampanya mutlaka başarıya ulaşacak ve emperyalizmle, sosyal emperyalizmle, faşizme ve sosyal faşizme karşı güçlü bir mücadele, proleter devrimcilerin birliği yolunda ileri bir adım olacaktır.

Proleter devrimciler, yakın geçmişte gerçekleştirilmiş olan kampanyaların derslerini dikkatli bir şekilde incelemelidirler. Olumluluklardan ve olumsuzluklardan “1 Mayıs” kampanyası için aydınlatıcı dersler çıkarmalıdırlar.

Kampanyayı açan çağrı yazısında da belirtildiği gibi, “1 Mayıs” kampanyasının unsuru olan çalışmaların tümü Halkın Birliği, Halkın Kurtuluşu ve Halkın Yolu taraftarı proleter devrimciler tarafından yürütülmelidir. Miting, yürüyüşler, salon toplantıları vb. sadece proleter devrimciler tarafından düzenlenmeli ve gerçekleştirilmelidir.

Ancak halk güçleri içinde yer alan diğer siyasi hareketlere, miting yürüyüşlere salon toplantılarına vb. katılmaları için mutlaka çağrı yapılmalı, daha doğrusu doğru bir ittifak siyaseti izleyerek bu güçlerin katılması sağlanmalıdır.

Kampanyanın bütün çalışmaları sırasında Halkın Kurtuluşu, Halkın Birliği, Halkın Yolu gazetelerinin görüşlerini savunan proleter devrimciler birlik noktalarını öne çıkarmalı ve bunlardan kalkara ayrılıkları gidermede istekli olmalıdırlar.

Miting yürüyüş, salon toplantıları, gazete satışı, semt ve kahve toplantıları vb. sırasında proleter devrimciler mümkün olduğu kadar ortak bir davranış içine girmelidirler. Bu eylemler sırasında mücadelenin bu aşamasının temel sloganları mutlaka kullanılmalıdır. Bu sloganlar ve diğerleri mümkün olduğu kadar ortaklaştırılmaya çalışılmalı ve ortak olarak kullanılmalıdır. Üzerinde anlaşmaya varılamayan sloganlar da karışıklık yaratmadan, bir diğerinin sloganını bastırma tavrına girilmeden kullanılmalıdır.

Miting yürüyüş vb. eylem sırasında mümkün olan her yerde üç gazete taraftarları bir blok teşkil ederek hareket etmeli, üç gazetenin pankartları en önde yer almalıdır.

Halkın Kurtuluşu, Halkın Birliği ve Halkın Yolu taraftarları arasında mümkün olduğu kadar ortak davranış ve ortak slogan kullanma tavrı, ajitasyon ve propagandada ve eylemde ortaklık tavrı esas alınmasının yanında; eylemlerde yer alan diğer halk güçleri için ise “eylemde birlik, ajitasyon ve propagandada serbestlik” ilkesi uygulanmalıdır.

1 Mayıs proleter devrimcilerin birliği ve proletarya partisinin oluşturulmasında ileri bir adım; ABD emperyalizmine, Sovyet sosyal emperyalizmine, faşizme ve sosyal faşizme karşı mücadelede güçlü bir ileri atılış olsun.

 

Maocu Grupların kontrolündeki bazı sol derneklerde DİSK’in Maocu grupları miting meydanına almayacağız açıklamalarına tepki göstererek ortak bir açıklama yaptılar. “Maocu Üçlü grup”un yandaşlarının açıklaması aynen şöyleydi:

1 Mayıs günü İstanbul’da yapılacak mitingde işçileri birbirine kırdırmak, bu bayramı bütün emekçiler tarafından coşkuyla kutlamak yerine, eli sopalı insanların dehşet saçacağı bir saldırıya dönüştürmek üzere hazırlananlar vardır. DİSK’in başındaki sosyal emperyalist, Rusya’nın işbirlikçisi bir avuç gerici unsur, DİSK’in bünyesindeki işçilere rağmen, DİSK içindeki bütün demokratların karşı çıkmalarına rağmen, her tarafta Maocu diye adlandırdıkları devrimci işçileri, emekçileri, yurtseverleri miting alanına almayacaklarını ilan etmekte, geldikleri takdirde saldıracaklarını bildirmektedirler. Bu saldırı hazırlıklarını da Maocu dedikleri devrimcilerin, yurtseverlerin mitinge saldıracakları gerici propagandasını yaparak saldırgan yüzlerini gizlemeye çalışıyorlar.

Biz, aşağıda imzaları bulunan sendikalar, demokratik kuruluşlar ve yayın organları olarak kamuoyuna şunu bildirmeyi bir görev biliyoruz: Devrimci işleri, emekçiler ve yurtseverler 1 Mayıs mitingine katılacaklardır.

Ama DİSK içindeki gericilerin söyledikleri gibi asla saldırmak üzere değil, emekçilerin, işçilerin şanlı mücadele gününü hep birlikte kutlamak, onların coşkusuyla birleşmek için katılacağız. Bizler işçilere, emekçilere hiçbir zaman saldırmadık. Hiçbir zaman da saldırmayacağız. Bizim saldırıya hazırlandığımız yayanlar kendi saldırgan emellerini gizlemeye çalışan DİSK içindeki bu azgın gericilerdir. Bu nedenle bütün emekçilerin, devrimcilerin, demokratların, yurtseverlerin bu saldırgan tertiplere karşı uyanık olmalarını, Rus sosyal emperyalizminin işbirlikçilerinin hazırladığı tuzakları boşa çıkarmak için sesimize kulak vermelerini istiyoruz.22

1 Mayıs’la ilgili ortak hareket edeceklerini açıklayan “Üçlü grup”tan “Halkın Yolu” 1 Mayıs konusunda “Halkın Kurtuluşu” ve “Halkın Birliği” ile 1 Mayıs kampanyası ile ilgili ortak hareket etmekten ayrıldığını dair bir açıklama yaptı. Açıklamada ilkelerini terk etmeden ve eleştiri haklarını saklı tutarak 1 Mayıs’a her iki grupla beraber katılacağını ama her konuda birlikte hareket etmeyeceklerini açıklıyordu.

“Halkın Yolu” adlı grup bir yıl sonra 1 Mayıs 1978’de çıkan 51. sayısıyla yayınına son vererek “Aydınlık” ve “Halkın Sesi” grubunun partileşen adresi TİKP saflarına katıldı.

 

Maocu grubun merkezi Aydınlık hareketi’nin 1 Mayıs öncesi tavrı

“Üçlü grup”un dışında Maocu kampın teorik ve pratik anlamdaki ilk öncüsü “Aydınlık” hareketidir. Aydınlıkçılar, Maocu kampta görünen ama kendileriyle pratikte beraber olmayan “Üçlü oportünist grup” diye nitelendirdikleri “Halkın Kurtuluşu”, “Halkın Yolu”, “Halkın Birliği”ni 1 Mayıs Mitingi’ne katılmamaya, provokasyona gelmemeye çağıran çeşitli açıklamalarda bulunmuşlardı. Aydınlıkçılar 1 Mayıs’ta olay çıkacağını sanki önceden görmüşçesine haber veriyorlardı. Doğu Perinçek’in önderliğindeki illegal TİİKP’in legal yayın organları olan Aydınlık dergisi sorumlusu Doğan Yurdakul, “Halkın Sesi” gazetesi sorumlusu Hüseyin Karanlık 30 Nisan 1977’de ortak açıklama yaparak başta DİSK olmak üzere merkezi Doğu Berlin’de bulunan illegal TKP’nin Türkiye’deki gençlik örgütü olan “İGD” ve benzeri Moskova yanlısı grupları 1 Mayıs ile ilgili tavırlarından dolayı suçluyordu. Yurdakul ve Karanlık’ın ortak açıklamasında şu ifadeler vardı:

İGD bir süredir tehditler savurmakta, mitinge şunu alacağız, bunu almayacağız, şöyle yapacağız, böyle edeceğiz yolunda açıklamalar yapmaktadır. Bu kuruluşun daha geçen hafta İstanbul ve İzmir’de geçen iki yurtsever gencin kanına girdiği düşünülürse, bu tür açıklamaların ne anlama geldiği açıktır.

MC’nin her türlü provokasyon ve karışıklık ortamını kışkırttığı böyle bir ortamdan yararlanarak işçi hareketini ezmek istediği ve bu amaçla tahrik ve tertiplerde bulunduğu açıktır. Öte yandan, bazı sorumsuz unsurların, revizyonistlerin ve polisin tertiplerini kolaylaştırabilecek, bunlara zemin hazırlayacak, sonuçta MC ve revizyonistleri güçlendirecek olan herhangi bir harekette de ortak olamayacağımızı bütün halkımıza açıklamayı gerekli görüyoruz. 1 Mayıs’ta devrimci sorumluluk ve kararlılığa yaraşan bir tutum içinde olacağız. Bütün işçileri, devrimcileri ve yurtseverleri provokasyonlara karşı uyanık olmaya ve muhtemel saldırılara karşı tavır almaya çağırıyoruz.23

“Halkın Sesi” 1 Mayıs’a “Kıralım Revizyonist Zinciri” sloganı ile giriyor. 106. sayısının kapağındaki resimde inen bir yumruğun altında TİP Başkanı Boran, DİSK Genel Başkanı Türkler, TSİP Genel Başkanı Ahmet Kaçmaz ve Gizli Türkiye Komünist Partisi Birinci Sekreteri İ. Bilen’in resimlerini koyarak, kırılacak olan revizyonist zincirin halkalarının bunlar olduğunu gösteriyordu.

Gazetenin aynı sayısında da “Revizyonizmi güçlendiren tutumun sorumluluğunu paylaşmıyoruz” başlığı altında şu yazı yayınlanıyordu:

Halkın Kurtuluş ve Halkın Birliği gibi bazı gruplar, bugüne kadar çeşitli mücadelelerde revizyonizmin ve faşizmin işine yarayan bir tutum takındılar. Başta revizyonistler olmak üzere bütün burjuvazi, onların sorumsuz eylemlerinden yararlanarak her defasında proleter devrimcileri tecrit etmeye çalıştı.

Halkın Kurtuluş ve Halkın Birliği grupları, herkesi birden yıkmayı hayal eden, geniş çoğunluğun gözünde haklı bir zemine de dayamaya dikkat etmeyen, dostu düşmanı birbirine karıştıran bir eylem çizgisi uygulamaktadırlar. Onlar bu tutumlarıyla revizyonizmin ve bazen de faşizmin aleti durumuna düşmekte, onların kışkırtma ve tertiplerine zemin yaratmaktadırlar. Bu gruplar çeşitli eylemlerde, geniş çoğunlukla birleşmeyen, hatta geniş çoğunluğu hakim sınıfların ve özellikle revizyonistlerin safına iten bir siyaset izlediler. Böylece, faşistlere ve revizyonistlere, devrimcilere saldırı ve kitle mücadelesini dağıtma imkanı verdiler.

Başta İ. Bilen kliğinin sahte TKP’si olmak üzere revizyonistler, bir yandan bu grupları, kedi saflarına kazanmaya çalıştıklarını açıkça söylüyorlar. Diğer yandan, bu grupların sorumsuz davranışlarını el altından körükleyerek, proleter devrimcileri tecrit etmeye çalışıyorlar. Revizyonistler ve gericiler bunların bütün sorumsuz davranışlarını proleter devrimcilere yüklemekte ve Marksizm–Leninizm–Mao Zedung düşüncesini gözden düşürmek için kullanmaktadırlar. Bunlar izledikleri eylem çizgisiyle anti komünizm tüccarlarına malzeme sağlamaktadırlar.

Proleter devrimciler, onların revizyonizmi güçlendiren ve kitleleri devrimden uzaklaştıran davranışlarının sorumluluğunu paylaşmıyorlar.

 

1 Mayıs’a doğru Pekinci ve Moskovacı gruplar arasında çıkan çatışmalar ve işlenen cinayetler

1 Mayıs 1977 öncesi Maocu gruplarla Moskova yanlısı gruplar arasında 1 Mayıs hazırlıkları ve tartışmaları başladı. Her iki çevrenin taraftarları da 1 Mayıs’ta Taksim’de yapılacak mitinge damgalarını vurmak istiyordu. İdeolojik ayrılıklar beraberinde karşılıklı suçlamaları, kavgaları ve cinayetleri getirecekti. 18 Nisan 1977 günü Sadık Canarslan adlı Halkın Kurtuluşu taraftarı afiş asarken başından kurşunlanarak öldürüldü. 10 gün sonra bu sefer İzmir’de yine Halkın Kurtuluşu taraftarı İdris Türkoğlu 1 Mayıs afişlemesi yaparken uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Halkın Kurtuluşu grubu iki taraftarının öldürülmesinden TKP yanlısı İGD’yi sorumlu tuttu. Yayınlamış oldukları bildiri ve açıklamalarda katillerin “İGD’li sosyal faşistler” olduğunu söylediler. 1 Mayıs’a az bir süre kala Moskovacı ve Maocu gruplar arasında cinayetlere varan çatışmalar DİSK’i de kaygılandırdı. DİSK yönetimi de Moskova yanlısıydı. Onlar da Maocu grupları miting alanına sokmamak için işçi kesiminde kendileriyle birlikte hareket eden sendikaları devreye sokacaktı. Maocu gruplara karşı kırmızı pazıbentli DİSK görevlileri engel olacaktı. DİSK Maocu gruplara önlem alırken 1 Mayıs’ın bir gün öncesinde DİSK genel sekreteri TKP’li Mehmet Karaca, miting öncesi alınan önlemlerle ilgili şu açıklamayı yapıyordu:

DİSK, nereden gelirse gelsin, kime karşı yönelirse yönelsin şiddet ve hareketlerine ve terörcülüğe kesinlikle karşıdır. Bu tür davranışlar, seçimler öncesinde korku ve yılgınlık yaymaya çalışan, 1 Mayıs gösterisine gölge düşürmek isteyen, DİSK’i karalamak için haftalardır yayın yapan tekelci sermayenin siyasal hesaplarını kolaylaştıracaktır. 1 Mayıs gösterisinin en küçük bir olayla yol açmadan tam bir disiplin ve kararlılık içinde sona ermesi için:

1. DİSK kendi gerekli güvenlik önlemlerini almıştır.

2. Başta İçişleri Bakanı olmak üzere tüm emniyet yetkililerini dışarıdan yapılması muhtemel saldırılara karşı tam bir tarafsızlık içinde görev yapmaya çağırıyoruz.

3. 1 Mayıs gösterimize katılacak diğer demokratik, kuruluşları DİSK’in çizdiği sınırlar içinde kalmaya çağırıyoruz. Aksi takdirde DİSK’in dışından yapılabilecek müdahalelerin doğuracağı olaylardan DİSK sorumlu olmayacaktır.

Bu arada, her türlü yasal işlemi tamamlanmış olan DİSK’in 1 Mayıs afişlemesi sırasında dışarıdan yapılan silahlı saldırıların sorumlularının yakalanmaması, tarafsızlığın lafını edenlerin bu tür olaylardan yarar umduklarını göstermiştir.

Aldığımız bilgilere göre İstanbul dışında kalan bazı bölgelerde DİSK dışındaki bazı kuruluşlar tarafından 1 Mayıs gösterileri düzenleneceğini öğrenmiş bulunuyoruz. DİSK’e bağlı sendikalarımızla tüm üye işçilere kamuoyuna şu hususları bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz.

1. Uluslar arası işçi sınıfının birlik–mücadele–dayanışma günü olan 1 Mayıs tüm ülkelerde sadece sendikalar örgütler.

2. Bu yıl 1 Mayıs DİSK tarafından ve sadece İstanbul Taksim alanında kutlanacaktır.

3. Taksim alanına doğru yürüyüş saat 14’de başlayacaktır.

4. DİSK’in saptadığı ve onayından geçen sloganlar sendikalarımıza bildirilmiştir.

Tüm DİSK üyeleri, işçi sınıfının disiplinine uyarak ve tahriklere kapılmadan, tehditlere kulak asmadan 1 Mayıs günü İstanbul dışında yapılacak hiçbir gösteriyle katılmayacaklardır. 24

İkinci bir açıklama da Moskova yanlısı İlerici Kadınlar Derneğinden geldi. Açıklamada, “Polisi, komandosu ve Maocusu 1 Mayıs’ı önleme çabasında” denilerek İzmir’de Maocu grupların DİSK Üçüncü Bölge Temsilciliği’ni bastığını ve işçilerin üzerine kurşun yağdırıldığı belirtilerek şunlar söyleniyordu:

Hakim sınıflar, işçi sınıfının Birlik–Mücadele ve Dayanışma Günü olan şanlı 1 Mayısı önlemek istiyorlar. Ama buna güçlerinin yetmeyeceğini biliyorlar. Bu tür saldırılarla, katılma oranını düşürmeye, kitlelerde tereddüt yaratmaya çalışıyorlar. Yerlerini çoktan belirlemiş Maocu bozkurtlarla, sol lafazanlıklarıyla artık işçi sınıfını kandıramayan bir takım bozguncular da, faşizm özlemcilerinin eli kolu durumuna geliyorlar.

İşçi ve emekçi sınıfların ve diğer demokratik güçlerinin 1 Mayısı yüzyıllık şanına uygun bir şekilde kutlayacaklarından kimsenin şüphesi olmasın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!