Kongre’nin Sona Ermesinden Sonra Yaşanılan Gelişmeler
Kongre’nin Sona Ermesinden Sonra Yaşanılan Gelişmeler
Kongrenin mukarreratı bu suretle bütün şubelere dağıtıldıktan sonra Paris ile Selanik arasında uzun muhabereler cereyan etmeğe başlamıştı. Bu muhaberelerde yapılacak işler birer birer tespit olunuyor ve aynı zamanda gelip geçen vukuattan Selanik dahili merkezi haberdar ediliyordu. Doktor Bahaddin Şakir Bey’in imzasını taşıyan ve Kanunusani 1908’de yazılan bu mektuplarda deniliyordu ki:
“Gizli Daimi Muhtelit Komisyon” henüz teşekkül etmedi. Fakat bu günlerde teşkil edilecektir. Buradaki aza çok meşgul olduğundan dahildeki işlerle münasebeti ve vukufu olan bir zata lüzum görülüyor. Bu hususta Mehmet Efendi biraderimiz (Doktor Nazım Bey) münasip bulundu. Aziz refikimiz için vasati ayda bir defa Yunanistan, Bulgaristan gibi yakın memleketlerden birine çıkarak birkaç gün kaldıktan sonra tekrar dahile girmek veya tamamen hariçte kalmak mümkün olup olmadığının tarafımıza bildirilmesi rica olunur.
Sabahaddin Bey fırkası çete teşkilatı, muzır şahısların ifnası hususlarında hiçbir iştirak ve muavenette bulunmayacağını bildirdi. Onun için Sabahaddin Bey fırkasının gizli komisyona alınıp alınmayacağı meçhuldür. Her ne kadar bu gizli komitenin faaliyetini dahili merkezimize bildirmek lazımsa da bu gibi işlerde tekarrür eden planların mahdut kimseler tarafından bilinmesi matlup olduğundan gizli komitenin icraatından bizim merkezimizde yalnız Doktor Bahaddin Şakir Bey malumattar olacaktır. Sizce bir kişi intihap edilirse icraat hakkında malumat yalnız onda kalmak üzere keyfiyeti sıra geldikçe kendisine bildiririz. Bu kararı da sizin de münasip ve muvafık bulacağınıza eminiz.
Erzurum vukuatının esası hakkında malumat istiyorsunuz. Bu iş evvela şimdiye kadar tarafımızdan yapılan ve pek çokları tarafından nafile olduğu iddia edilen ahrarane neşriyat ve sonra istibdat hükûmetinin gönderdiği menfaların telkinatile yavaş yavaş hazırlanmıştır.
Esbab-ı mucibeye gelince bunlar bir taraftan İran’da ve Rusya’da vukua gelen inkılap hareketlerinin yakınlık dolayısıyla Erzurum havalisinde intişarı diğer taraftan şahıs ve hayvan vergilerinin konulmasıdır. Evvela Seyfettin Efendi isminde bir avukatın mezkur vergilerin itası gayr-i mümkün olduğundan bahisle şikayet etmesi bu teşvik ve telkinin diğer ahali tarafından da hüsn-ü kabule mazhar olması ile başlamıştır.
Vergilerin şer’i şerife muhalif olduğunu protesto etmek üzere halk Müftüye müracaat etmiştir. Müftü esasen halim ve muhteriz bir zat olduğundan ahaliye hükûmetin emrine itaattan başka çare olmadığını bildirmiştir.
Halbuki hükûmet, ahali ile Müftünün müşterek olduğunu zannederek Müftünün nefyine teşebbüs eylemiştir. Bunu haber alan ahali Alay Mektebi ve Polis Müdürü’nü katletmek suretile Müftüyü menfasından geri çevirtmişlerdir. Haksız yere hükûmetten cefa gören ve ahali tarafından himaye edildiğini gören Müftü, hadiselerin sevkiyle kıyam edenlerin tarafına geçerek mühim rol oynamıştır. Bu kıyam esnasında hamiyetli zabitlerimizin de büyük tesiri olmuştur.
Bu suretle başlayan hareketin siyasi bir şekil alması Erzurum’da ki arkadaşlarımızın gayreti sayesinde mümkün olmuştur. Bu arkadaşlarımızdan birisi iki vak’adan sonra evvela Erzincan’a, sonra Trabzon’a nefyedilmiştir. Kendisi Trabzon şubemize merbuttur. Diğer birkaç arkadaşta Erzincan’daki memurumuz vasıtasiyle bize merbuttu. Maatteessüf oradaki teşkilat dahili heyetin teşkilatı gibi tam bir intizam halinde olmadığından Abdülvahhap Paşa’nın gelmesi ve Dördüncü Ordu Müşiri Mehmet Zeki Paşa’nın hainliği ile ahiren tevkif olunmuşlardır.
Halbuki Mehmet Zeki Paşa, vukuatın başlangıcında askerin müdahale etmemesini emrettiği için kendisine harici heyet-i merkeziye tarafından bir teşekkürname gönderilmişti. Fakat son hadiselerde sabık valinin ahalinin efkarından ürkerek heyecandan dolayı asker gönderilmesinin münasip olamayacağına dair yazdığı tahrirata rağmen redif askerlerinin gönderilmesini tasrih etmiş olması Erzurum vak’alarının gamlı bir safhaya girmesine sebebiyet vermiştir.
Şayet teşkilatımız yolunda olsaydı da kumandan ile vali imha edilebilselerdi, harekatı canlandırmak imkan dahiline girecekti. Esasen Ömer Naci Bey, İran mıntıkasına bu gibi hizmetleri görmek üzere gönderilmişti.