Kanlı 1 Mayıs

MC’nin kanlı tertibi

HALKIN SESİ (Aydınlıkçılar):

“MC’nin kanlı tertibi”

1 Mayıs bayramında polis emekçi halka ateş açtı ve 34 devrimciyi katletti!

MC Hükümeti, 1 Mayıs günü için emekçi halka karşı kanlı bir tertip tezgahladığını ne zamandır bağıra bağrı ilan ediyordu. Ve polis Türkiye halkının bugüne kadar karşılaştığı en büyük tertibi uygulayarak 34 kişiyi katletti, yüzlerce emekçi ve devrimciyi yaraladı.

Bu kanlı terörü hazırlayanlar, doğrudan doğruya Demireller, Türkeşler ve 12 Mart kliğidir. Türkiye’nin bir zamandan beri neredeyse her gün yaşadığı olay şudur: Duraklarda bekleyen insanlara ateş açılıyor, kahvelerde, derneklerde oturan insanların üzerine makineli silahlar boşaltılıyor, evlere bombalar atılıyor.

Doğrudan doğruya sıradan yurttaşları ve kitleyi hedef alan terör yakın zamanda Niksar, Şirvan ve Erzincan saldırılarından geçerek 1 Mayıs’ta zirveye ulaşmıştır. 1 Mayıs katliamı, doğrudan doğruya hükümetin tezgahladığı yeni bir 6–7 Eylül olayıdır. Ama 6–7 Eylül’den çok daha kanlı ve hunharca.

Tertiplerin amacı açıktır: Bağımsızlık, demokrasi ve özgürlük isteyen kitleleri yıldırmak; işçi sınıfının mücadelesine ağır bir darbe indirmek; seçimlere doğru yükselen kitle mücadelesini söndürmek; “Maocu” hayaletine karşı savaş açmak, komünizm düşmanlığı kampanyasını yükseltmek; CHP’nin iktidara gelmesini önlemek ve Demirellerin, Türkeşlerin iktidarını devam ettirmek, bu canice tertibi hazırlayan Demirel, 12 Mayısta başlatacağı “bir uçtan bir uca Türkiye” kampanyasının malzemesini de hazırlamış olmaktadır. İki yıldan beri yüzlerce emekçi ve devrimcinin kanına giren Demirel, şimdi “solcuların” birbirini öldürdüğü demagojisini piyasaya sürecektir. Gözünü kırpmadan halka ateş açtıran ve 34 kişiyi katlettiren Demirel, böylece işlediği cinayetleri başkalarının sırtına yıkabileceğini sanıyor.

AP–MHP ve 12 Mart kliği tam anlamıyla gözü dönmüş bir şekilde emekçi halka saldırmıştır. Onlar toprağın ayakları altından kaydığının farkındadırlar ve büyük bir telaşa kapılmışlardır. Bütün umutlarını zulme daha fazla zulme, kanlı teröre ve kitlesel cinayetlere bağlamışlardır. Halkı bu şekilde sindirebileceklerini ve meydanın kendilerine kalacağını düşünüyorlar. Demireller, çöküşe giden her güç gibi, kumara oturuyor ve gözü dönmüşçesine kanlı maceralara girişiyor.

Ne zamandan beri “Maocu kanı içmeye yemin ettiklerini” söyleyen revizyonistler son kanlı tertiplerin tezgahlanmasında Demirellerin baş yardakçısı rolünü oynadılar. Onlar mitinge katılacak devrimcileri ezeceklerini pervasızca ilan ettiler, tehdit bildirileri yayınladılar. Mitingden daha bir hafta önce devrimci Sadık Canarslan’ı öldürdüler. Kısacası MC’nin kanlı tertiplerinin uygulanması için elverişli şartları hazırladılar. Revizyonistlerin hassas oldukları tek nokta Rus sosyal emperyalizminin menfaatlerini savunmaktır. Devrimciler katledilmiş, işçi sınıfı saldırıya uğramış bunların umurunda değildir. Onların gözü, sosyal emperyalizmin yayılmasına hizmet etmekten başka bir şey görmüyor. 1 Mayıs yürüyüşü ve mitingi sırasında da kışkırtmalara devam ettiler, gösterinin kanlı bir teröre dönüşmesinde MC’nin suç ortağı oldular.

Halkın Kurtuluşu, Halkın Birliği ve Halkın Yolu’nun oluşturduğu üçlü oportünist ittifak ise bütün uyarılara rağmen birçok devrimciyi polisin tuzağına götürmüş, polise on binlerce emekçiye saldırma fırsatı yaratmış, tam anlamıyla provokatör rolü oynamıştır. İzledikleri başıbozuk maceracı siyaset, onları polisin ve revizyonizmin oyuncağı haline getirmiştir. Halkın Kurtuluşu, Halkın Birliği ve Halkın Yolu üçlü ittifakının şefleri polisin ve revizyonistlerin tertiplerinin basit aletleridir. Bunlar, Mao Zedung Düşüncesini gözden düşürmek için hakim sınıflar tarafından kullanılıyorlar.

Onları defalarca ısrarla uyardık. Fakat onlar işçileri Çara kurşunlatan Papaz Gapon rolünü oynamakta direndiler. Biz bunlara mitinge ayrı katılmalarının polisin ve revizyonistlerin tertibine hizmet edeceğini, tertibin bağıra bağıra “geliyorum” dediğini anlattık. Bu tutumda ısrar etmenin “provokasyon” olacağını belirttik. Onlar proleter devrimcileri dinlemediler ve tabanlarında bu meselenin konuşulmasını bile yasakladılar. Şimdi üçlü oportünist şeflerin provokatör olduklarını ilan ediyoruz.

Oportünist üçlü öyle bir siyaset izlemektedir ki, onların saflarındaki en kahraman insan, ajan provokatörler olmaktadır. İşte “71 direniş ruhu”nu benimseyenlerin varacağı nokta burası olmuştur. Halkın Kurtuluşu, Halkın Birliği ve Halkın Yolu şefleri ile birlikte yürünmez. Bunlarla yürüyenler halkla birlikte yürüyemezler, ancak bir avuç başıbozuk kumarbazın ve provokatörün peşine takılmış olurlar.

34 devrimciyi katleden el, Demirelllerin, Türkeşlerin, 12 Mart işkencecilerinin elidir. Onların “işkencecilerden hesap sorulsun” şiarına verdikleri cevap, daha fazla zulüm, daha fazla işkence ve kitlesel cinayettir. Revizyonistler, bu kitlesel cinayete açıkça yardım etmişler ve devrim düşmanı niteliklerini bir kere daha ortaya koymuşlardır. Halkın Kurtuluşu, Halkın Birliği ve Halkın Yolu’nun şefleri ise peşlerine taktıkları kitleyi MC’nin kanlı tuzağına sürüklediler, polisin oyununu oynadılar. Aynı zamanda revizyonistlerin aleti oldular.

Bugün temel mesele, MC iktidarının kanlı tertibini bütün kanıtlarıyla, bütün çıplaklığıyla ortaya sermektir. Geniş halk yığınlarını aydınlatmalı, 1 Mayıs katliamının eli kanlı tertipçilerinin bir bir gün ışığına çıkarılması ve bu canilerden hesap sorulması iç in mücadele etmeliyiz. Evet bu canilerden hesap sorulmalıdır. Yoksa onlar halka karşı daha büyük cinayetler ve saldırlar tezgahlamaya devam edeceklerdir. Bunlar cezalandırılmadığı sürece halkın can güvenliği sağlanamaz.

Halkın Kurtuluşu, Halkın Birliği ve Halkın Yolu’nun gözü kararmış kumarbaz tekke şeflerinin peşinden giden devrimcileri, provokasyon ve bölücülük ocağı haline gelen bu tekkeleri yıkmaya çağırıyoruz.

Revizyonistlerin maskesini de kararlı olarak indirmeliyiz. İşçi dostu pozuna giren bir avuç yeminli işçi düşmanını emekçi halka gerçek yüzüyle tanıtmalıyız.

MC hiç kimseyi kanıl terörle sindiremez. Onun kanlı tertipleri boşa çıkacak ve geri tepecektir.

MC’nin ve revizyonistlerin açtığı komünizm düşmanlığı kampanyasına en canlı bir şekilde karşı koymalıyız. MC, bu kanlı tertibiyle büyük öğretmen Mao Zedung’un adını lekelemeye kalkışıyor. MC’nin tertibine alet olanların Mao Zedung ile en küçük bir ilgileri yoktur. Onlar Mao’nun büyük devrimci davasının düşmanlarının oyuncağıdırlar. O kadar.

Türkiye Marksistleri hazırlanan kanlı tertibe en başından dikkat çekmişler ve provokasyonun sorumluluğuna ortak olmayacaklarını bütün halka ilan etmişlerdi.

Demirel ve Türkeşler halkın canilere duyduğu öfke ve kini artırmaktan başka bir şey yapmadılar. Onlar kanlı ellerini hiçbir yere gizleyemezler.

Halkımız MC’li katillerden hesap soracaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!