TİP Türkiye İşçi Partisi

MDD Broşürü Solu Birbirine Düşürdü.

TKP: “MDD’ciler Emperyalizmin Ajanlarıdırlar.” 

MDD Broşürü Solu Birbirine Düşürdü.

Mihri Belli’nin liderliğindeki MDD hareketine karşı TİP önderliğini destekleyen illegal TKP, 1969’un Sonbahar’ında 50 sayfalık “MDD ve İç Yüzü” adlı Uyarı Yayınları tarafından yayınlanan bir broşürü Türkiye’deki belli başlı sosyalist merkezlere ve kadrolara postayla gönderir. Almanya’dan desteler halinde gönderilen broşürde MDD’ciler “gizli eylem” hastaları diye suçlanmaktadırlar. Milliyet gazetesi bile Ekim ayında bu broşürün uzunca bir özetini yayınlamıştı. Broşürde MDD’ciler “bilimsel sosyalizme muhalif olmakla, küçük burjuva politikacılığı ve revizyonistlikle, anti Sovyet bir hareket olmakla Mao’nun kuyrukçuluğunu yapmakla” itham ediliyorlardı. TKP Genel Sekreteri Zeki Baştımar (Yakup Demir) tarafından kaleme alındığı MDD’ciler tarafından iddia edilen broşürde MDD’ciler emperyalizm ajanları olarak suçlanıyor, haklarında şu ifade kullanılıyordu:

Emperyalizm ajanları, Türkiye’de de aynı metodu kullanarak, işçi hareketini parçalamak, anti–emperyalist savaşın gelişme sürecini durdurmak için ‘bilimsel sosyalizm’ ve ‘anti–emperyalizm’ maskesine bürünmek çabasındadırlar. Milli Demokratik Devrim kalpazanlığı bu ümitsiz çabanın açık bir belirtisidir.[1]

TKP, TİP yönetimine karşı devrimci muhalefet adıyla ortaya çıkan MDDcilere karşı TİP yönetimini destekliyordu. TKP TİP’in bölünmesine ve parçalanmasına karşıydı. TKP MK politbüro eski üyesi Mustafa Demir TKP’nin devamı olduğunu söyleyen “Savaş Yolu” dergisinin 10 Nisan 2004 tarihli 5.sayısında yer alan “TKP’deki Tartışmalar Üzerine” başlıklı TKP tarihiyle ilgili önemli bilgiler verdiği yazısında, TKP’nin TİP yönetimini destekleyen, MDDcilere tavır alan, tutumuyla ilgili şunları anlatıyordu:

* Yine hiçbir yerde gösterilemez ki, TKP TİP’i bölmeye çalışmış ve TİP’den gruplar gelecek diye hayaller kurmuştur veya partinin geleceğini bunlara bağlamıştır. Aksine TKP, TİP’i bölmeye ve parçalamaya çalışan eski TKP’lilerden olup da sonradan atılan Hikmet Kıvılcımlı ve Mihri Belli ve bunlarla ortak çalışma içinde olan diğerleriyle amansızca savaşmıştır, TİP’i onlara ve burjuvaziye karşı savunmuş ve korumuş, sürekli TİP’in anti-emperyalist/demokratik mücadeledeki önemini öne çıkarmıştır.[2]

* TİP konusunda partinin tutumunu Yakup Demir’in bir sıra yazılarında, özellikle “Uyarı Yayınları” altında çıkan “MDD’nin iç yüzü” broşüründe, Bilen’in 1969 Mayıs Yeni Çağ’ında, A. Saydan’ın Yeni Çağındaki sayısız yazılarında ortaya konulmuştur. Onların bu yazılarında TİP’i bölmeye çalışanlara karşı TİP’i savunan birbirleriyle çelişmeyen, ama tek bir çizgiyi güçlendiren görüşlerini görmek mümkündür. TKP yönetimi içerisinde TİP’e karşı değişik yaklaşımlar vardır görüşü, aynı amaçlar uğruna çalışmayı engelleyen işbirliğini sabote etmeye yönelen bilinçli kişilerin işi olmuştur, bir dedikodudan öteye de geçmemiştir. Bu konuda tereddüdü olan samimi bir sıra parti taraftarı insanlar, bu kaynaklara başvurduklarında gerçeğin ne olduğunu açıkça göreceklerdir.[3]

* Tarihe en iyi tanıklığı, Kıvılcımlı, M. Belli, B. Boran ve diğerlerinin yazdıkları yazılara Komünist Partisi’nin politikası hakkındaki tutumlarına karşı aynı dönemde yaşayan TKP yöneticisi yoldaşlardan Yakup Demir, İ. Bilen, A. Saydan’ın yazdıkları yazılarda görmek mümkündür.  Bunlar defalarca Kıvılcımlı’nın disiplinsizlik etmekten, kendi başına hareketten, parti kararlarını dinlememekten dolayı partiden atıldığını yazdılar ve söylediler. Bunu 70 öncesi parti yayınlarında bulmak mümkündür. Örnek olarak 1969 Mayıs Yeni Çağ’ında Bilen’in “likidatör bozguncu akımlarla savaş” başlıklı yazısında bir kaç satır vereceğim. Önce Kıvılcım ve Mihri Belli ile ilgili olarak; “Bugün basında akımlar, örgütler arasında gürültü patırtı koparan, kendilerine ‘eski sosyalistler’ süsünü veren M. Belli gibi, H. Kıvılcımlı gibi dönekler, likidatörler bunlardandır. Kıvılcımlı komünist morali çamura buladığı ve grupçuluk yaptığı, böylece partiye büyük zararlar verdiği, polisin amansızca saldırılarına yaradığı, özellikle TKP’nin İzmir ve İstanbul örgütlerini parçaladığı için, partiden bundan 30 yıl önce kovulmuştur. Hem kendisi çok daha sonraları, komünist olmadığına  TKP ile bir bağı bulunmadığına dair polisi tanık göstermiştir…

Kıvılcımlı’nın, Mihri Belli’nin Maocularla oluşturduğu TİP’e karşı cepheyi yerden yere vuran İ. Bilen, aynı yazıda TİP’le ilgili şunları belirtmektedir: “Türkiye İşçi Partisine neden saldırıyorlar? Likidatör bozguncular, memlekette ulusal bağımsızlık direnişini sosyalist hareketin karşısına koyuyorlar. Ulusal kurtuluş hareketini işçi hareketinden ayırıyorlar. Bunu TİP’e Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na, bunların çevresinde kümelenen gençlik ve öğrenci örgütlerine uluorta saldırmak yöntemleriyle yapıyorlar. Likidatörlerin taktiği, TİP’i, ona bağlı örgütleri içinden parçalamak, onları içinden yıkmak taktiğidir. Bozguncuların bütün iç yüzleri bu alanda daha kesin ortaya çıkıyor.[4]

* Bu yazıda hiç bir tereddüte yer vermeden İ. Bilen’in TİP’i savunduğunu gösteriyor. O dönem TKP yöneticilerinden Yakup Demir’in ve A. Saydam’ın MDDcilere karşı TİP’i savunan, işçi sınıfının, ulusal demokratik güçlerin birliğini, cephesini vurgulayan ve sosyalizme giden yolu gösteren, Bilen’le aynı görüşleri paylaşan çok sayıda yazıları vardır. İste-yenler bunu o zamanki TKP yayınlarında görebilirler.[5]

MDD’nin İç Yüzü adlı broşürün dağıtılması ve çeşitli tartışmaları da beraberinde başlatmasıyla Türk solunda MDD ve SD taraftarları arasında karşılıklı suçlamalar büyüyerek devam edecekti. MDD’cilerin yayın organı ASD’nin Ocak 1970 tarihli 15. sayısında “MDD ve İç Yüzü Broşürüne Cevap” başlıklı 20 sayfalık uzun yazıda iddialara cevap verilirken son söz olarak şu cevap verilmektedir; “Ama ne dışarıdan mabal okumalar, ne oportünizme kuvvet şırıngaları, her geçen gün safları sıklaşan proleter devrimci hareket üzerinde etkili olamazlar. Mabal okuyanlar ancak kendi karşı–devrimci özlerini açığa vurmuş olurlar ve daha çok kendilerine mabal okuma imkanı sağlayanlara kötülük etmiş olurlar.”

Dağıtılan MDD broşürü TİP örgütleri tarafından da dağıtılarak çoğaltılırken Mihri Belli’nin başını çektiği MDD kanadı CIA’nin uzantısı olmakla, sosyalist harekete ihanet etmekle suçlanacaktı. Belli ve çevresi de aynı suçlamaları TİP yönetimine ve harici büro diye suçladığı illegal TKP yöneticilerine yapacaktı.

TİP teorisyenlerinden Yalçın Küçük, Mihri Belli’yi iç TKP’yi örgütlemek ve TİP’i denetime almak için çalışmakla suçluyordu. Küçük’e göre; “Mihri Belli liderliğindeki yeni kurulan iç TKP karşısında TİP Hemingway’ın İhtiyar Balıkçısındaki balığa benzedi.”[6]

Yine Yalçın Küçük’e göre TİP’teki bölünmeler de esas suçlu Mihri Belli’ydi. “Belli TİP yıkıcılığında önemli bir misyon üstlenmişti”. Küçük’e göre; “Yeni TKP’nin resmi doktrini “MDD” olmuştu. Fakat bunu Türkiye’de TİP’e karşı harekete geçirmek dışarıdaki ekibin sadık muhalifi Mihri Belli’ye düştü.”[7]

Yalçın Küçük devam ediyor:

Başkan Mao’nun Sovyetizme eleştirilerini sivriltmesi üzeine dünyanın her tarafında Maocu adını alan taraftarları, Çin’deki kültür Devrimi yandaşlarının keskinliği ve hırçınlığını Türkiye’ye de taşıdılar; artık TİP’e karşı muhalefet parti binalarını basmak ve yöneticilerini dövmek biçiminde gelişiyordu ve bunlar yavaş yavaş Mihri Belli’den ayrılarak Doğu Perinçek’in liderliği altında toplandılar. Hürriyet’te Ferai Tınç Özipek, Cumhuriyet’te başlayan ve tüm gazeteyi gezen Osman Cengiz Çandar, Cumhuriyet’te Danyal Oral Çalışlar ve İpek Kelkerer Çalışlar, Milliyet’te Osman Ulagay, Sabancı Üniversitesi’nden Halil Berktay, Gazi Üniversitesi’nden Ercan Enç, Doğu dostumuzun en gözü pek mangası olmuştu.[8]

Yalçın Küçük, Tekeliyet adlı çalışmasının 1. cildinde TİP içindeki bölünme ve ayrılıklarda İsrail bağlantılı sabatayizmin etkili olduğunu ileri sürüyor.

TİP’in ilk genel sekreterlerinden Dr. Yahya Kanbolat, anılarında Türk solu içerisinde bir dönem önemli görevler üstlenmiş kitleleri peşinden koşturmuş olan MDD fikrinin önderi Mihri Belli’nin kişiliği ve görüşleriyle ilgili şu tespitleri ve suçlamaları yapıyor:

Mihri Belli, şansını denemek için, çok geçmeden Ankara’ya gelecek ve yerleşecek. Stratejik görüşlerini Milli Demokratik Devrim adı altında geliştirecek. Şiddeti uğraş alanı seçecek. Radikal küçük kentsoylulara karşı düzenli sözü, sol karşıtlarına karşı da devrimci şiddeti, devrimci yalanı uygulayacak. Bu alanda üstün yetenekli bir siyasal adam olduğunu gösterecek. Ve sonunda, kendisinin dört başı mamur bir Türk Bakunin’i olduğunu kanıtlayacak.[9]

 


[1] MDD ve Iç Yüzü, s.3 Yazarı ve yayınlandığı yer belirtilmemiştir.

[2] Savaş Yolu, 10 Nisan 2004, sayı 5, s. 35.

[3]  “a.g.d.”, s. 36.

[4] “a.g.d.”, s. 44-45.

[5] “a.g.d.s, 46.

[6] Küçük, “a.g.e.” Cilt 3, s. 302.

[7] Küçük, Yalçın, “Tekeliyet 1”, s.351.

[8] Küçük, “a.g.e.” s. 351–352.

[9] Kanbolat, Yahya, “Olduğu Gibi Ankara”, s. 15-24.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!