Merkeze Gönderilen Raporlarda Pan-Helenizm Cereyanlarından Nasıl Bahsediliyordu?
Merkeze Gönderilen Raporlarda Pan-Helenizm Cereyanlarından Nasıl Bahsediliyordu?
İttihat ve Terakki’nin dertleri yalnız bu taassuptan, çirkin fırka mücadelelerinden, şahsi menfaatlerin çarpışmasından hasıl olan manasız gürültülerden ibaret değildir. İstibdat devrinde yalnız Abdülhamid’e karşı hareket ediyor gibi görünen Hristiyan unsurların Meşrutiyet’ten sonra Osmanlı Devleti’ne karşı kıyama hazırlanmaları da başlı başına zorlu bir dert olarak kendisini gösteriyordu. Ermeniler tarafından alınan tertibat, İstanbul’a uzak olan Şark Vilayetlerinden gelip geçtiği için o kadar hissolunmuyorsa da Garbi Anadolu’da ve Adalarda yaşayan Rumların hazırlıkları, İttihat ve Terakki erkanını çok endişeye düşürüyordu. Bununla beraber bu endişe o tahrikâtı kökünden kazımak için tedbir aldırtacak kadar kuvvetli görünmüyordu. Görünseydi Rumların aldıkları tertibata dair cemiyetin büsbütün başka bir tarzda hareket eylemesi lazım gelirdi. İzmir havalisinde ve İzmir’e civar olan Midilli vesaire gibi adalarda gelip geçen hadiselere dair Selanik’teki umumi merkeze gönderilen bir raporda deniliyordu ki:
“Meşrutiyet’in ilanından evvel Rumlar arasında Pan-Helenizm hissiyatı şiddetle ve fakat bir dereceye kadar gizli olarak hüküm sürmekte iken Meşrutiyet’in ilanını ve Hükümetin iktidarsızlık ve zaaf eseri göstermesini müteakip Rumlardaki bu eski his olanca kuvvetiyle teeyyün etmeğe başladı. Bir fırsat çıkarsa hissiyatın resmen ilanı için şimdiden tertibat alınmaktadır.
Yunan tabiiyetinde olanlar veyahut bu iddiada bulunanlar birçok cemiyetler teşkil etmekte ve akdolunan mitinglerde alenen ve üstü örtülü surette ustaca, parolalı nutuklar irat edilmekte ve maneviyatın kuvvetlendirilmesi için her ne yapmak lazımsa düşünülmektedir.
Rumlar, hemen her tarafta külliyetli miktarda tabanca ve fişek almaktadırlar. Adaların muhtelif yerlerine de memnu silahlar çıkarıldığı söylenmektedir. Bu vaziyet karşısında Hükümetin zaafını ortadan kaldırmak lazım gelirken bilakis hükümet icraatı gittikçe daha ziyade sönmektedir. Her tarafta idare-i maslahat emrinden başka bir şey görülmemektedir.
Güya tensikına başlanılan zabitanın artık çocuk oyuncağı olmaktan başka bir meziyeti kalmamıştır. Birçok yerlerde birçok zabtiye mevcut olduğu halde mevcudiyetleri tamamiyle kaybolmuş ve başlanılan tensikat ta pek gülünç bir şekil almıştır. Zabtiyenin idaresi, Çinlileri bile güldürecek bir halde olan bir yüzbaşıya kalmıştır. Hapisten kurtulan şakiler gene eşkıyalığa başlamışlardır. Bunlar Hristiyanlar tarafından himaye görmektedirler.
Hasılı polis ve zabıta mevcut olmaktan sarfınazar, Hükümetin şan ve haysiyeti büsbütün tehlikeye düşürülmekte ve memleketin selamet ve emniyeti türlü türlü tezviratla ve mürettep hareketlerle tamamiyle zail olmaktadır.
Rumlar, bazı yerlerde jimnastik klüpleri tesis ediyorlar. Fakat maksat jimnastik yapmak değildir. Bu klüplere mensup aza, önlerinde mızıka olduğu halde askeri yürüyüşler yapıyor. Bazan şuradan buradan verilen işaretler üzerine her yerden birden dehşetli silahlar atılıyor. Bunların hepsi kıyam için askeri talimler yapmak ve hazırlanmaktan başka bir şey değildir. Bu talimler bazan geceler de yapılıyor. O zaman Rumlar ellerinde meşaleler olduğu halde Yunan Konsoloshanesi’nin önüne gidiyorlar. Zito Kral Yorgi, Zito Yunan askeri diye bağırıyorlar, içlerinden bazıları da Rumca nutuklar irat ediyorlar.
Küçük bir muharebeyi andıran bu silah atma müsabakası esnasında hiçbir polisin veya zabtiyenin meydana çıktığı görülmüyor. Anlaşılan hükümet bu gibi harekâtı pek tabii şeylerden saymaktadır.
Bazan bu talimler şehirlerin haricinde yapılıyor, vapurlar tutularak uzaklara gidiliyor ve orada Yunan zabitlerinden oldukları söylenen kimselerin kumandası altında harp oyunları tertip ediliyor.
İş bu talimlerle kalmıyor. Geçenlerde Rumlar bazı rivayetler çıkardılar. Türklerin, Rumları keseceklerini ilan ettiler. Bu bahane ile Rumların korkuya düştüklerini söyleyerek tekrar çok miktarda silahlar satın aldılar.
Şimdi Rum kiliselerine arabalar dolusu gra tüfeği getirilerek on ikişer mecidiyeye Rumlara satılmaktadır. Bundan başka her Rum’a tamamiyle külliyetli tabanca ve fişekte satıldığı söylenmektedir. Rumların tamamiyle müsellah oldukları köylerde İslâmlara, sizi artık keseceğiz sözünü tekrar eylemelerinden anlaşılıyor. Köylerdeki İslâmların bundan dolayı çok heyecanda olduklarını yazmağa hacet yoktur.”