Casusun Boynuzları Vardır

CASUSUN BOYNUZLARI VARDIR
Çocuktum. Bizim köyün hudutları dahilinde köy bekçisi Arif Dayı bir Bulgar casusu yakalamış. Babam muhtardı. Anneme seslendi:
— Akhisar’a gidiyorum. Jandarmalar çağırmış.
Babama sordum:
— Neden çağırmışlar?
Cevap verdi:
— Oğlum dün köy bekçisi Arif, bir casus yakalamış, onun için çağırıyorlar.
“Baba ben de gelmek istiyorum” dedim. Babam sordu:
— Oğlum ne yapacaksın ne işin var Akhisar’da?
Cevap verdim:
— Casusu görmek istiyorum. Boynuzları ve kuyruğu ne kadar acaba?
Babam cevap verdi:
— Oğlum casusun boynuzu ve kuyruğu olmaz. O da senin benim gibi bir insandır.
Babama cevabım şu oldu:
— Baba sen cahilsin, casusu tanımıyorsun. Casusun boynuzları ve kuyruğu vardır.
Bana öyle geliyor ki bugün İslam’ı okumayanlar, bilmeyenler veya yanlış uygulamasına şahit olanlar daha açık bir ifade ile dinde bid’atlara gözü ilişenlerin zihninde İslami imaj, benim çocukluğumdaki casus imajına benziyor. Bu yanlış imajdan kurtulmanın yolu alimlerimizin dini doğru anlatmalarına, aydınlarımızın da İslam’ı öğrenmek için gayret sarf etmelerine bağlıdır.