PARTİZAN (TKP/ML–TİKKO)–DEVRİMCİ YOL ÇATIŞMASI
PARTİZAN (TKP/ML–TİKKO)–DEVRİMCİ YOL ÇATIŞMASI
Dev–Yol’cu Hasan Çakmak “Partizan” grubu tarafından kurşunu dizilerek öldürüldü.
Maocu Partizan adlı grubun militanları önce kendi sempatizanları olan daha sonra kendilerinden ayrılarak Dev–Yol grubuna geçen Hasan Çakmak adlı öğretmeni kaçırıp Tunceli’nin Mazgirt ilçesi Beşmezra Köyünde işkence ettikten sonra kurşuna dizerek öldürdüler. Öldürülen öğretmenin cesedi 23 Ocak 1979 günü köylüler tarafından bulundu. Eski Partizan taraftarı öğretmen örgütten ayrıldıktan sonra Devrimci Yol saflarına katılmıştı. Devrimci Yol Dergisi’nin 25 Mayıs 1979 tarihli 28. sayısında Hasan Çakmak’ın öldürülmesinden Partizan grubu sorumlu tutulmuştu. Devrimci Yol’a göre “Partizancılar devrimci katiliydi” Devrimci Yol dergisinde ki bu cinayetle ilgili haber şöyleydi;
“Bir Açıklama”
Devrimci Yol, Tunceli’de meydana gelen bir olayla ilgili olarak takındığı tavır nedeniyle “Partizan” grubuna karşı bütün Türkiye çapında belirli bir tavır koymayı zorunlu görmüştür. Bu tavır ve nedenlerini bütün halkımıza açıklamayı gerekli görüyoruz.
Tunceli’de, Partizan grubunun görüşlerini terk ederek Devrimci Yol saflarına katılan bir yoldaşımız, Partizan grubundan kişilerce önce bir süre tehdit edildikten sonra kaçırılmış ve işkence edilerek öldürülmüştür. Arkadaşımızı kaçıran alçaklar 8 saat karlar üzerinde yalınayak yürütmüşler, kulaklarını kesmişler ve öldürdükten sonra cesedini bir dereye atmışlardır. Devrimcilik–ilericilik ve hatta yurtseverlikle hiçbir ilgilisi olmayan bu alçaklığın halka karşı işlenmiş büyük bir suç olduğundan hiç kimsenin şüphesi olamaz.
Bu alçaklar bununla da kalmamış öldürdükleri yoldaşımız aleyhinde hayasızca yalanlar uydurarak onu karalamaya çalışmışlardır.
Bu olay üzerine, bölgedeki arkadaşlarımız, olayı açığa çıkararak, Partizan grubunu uyarmışlar, halka karşı işlenen bu alçaklığın cezalandırılması için bölgedeki bütün grupların ortak tavır almasını istemişlerdir. Olayı önce kabullenmek istemeyen Partizan sorumluları, gerçeğin iyice açığa çıkmasından sonra, suçluları yarılayarak teslim edeceklerini söylemişlerdir.
Buna rağmen arkadaşlarımızın bu karşı–devrimci olayın üzerine gidilmesi konusundaki sorumlu tutumu ve önerileri karşısında, savsaklayıcı ve zaman kazanarak olayın tahribatından kurtulma yolu seçilmiş, belirli bir zaman geçtikten sonra da hainleri ve bu karşı–devrimci olayı kısmen savunma anlamına gelecek bir tutum takınılmış, suçlular kaçırılarak kurtarılmış ve sözde onların ihraç edildiği söylenmiş, bu arada yayınlanan bildirilerinde Devrimci Yol’u suçlama yoluna gidilmiştir. Yapılan bütün uyarı ve önerilere rağmen bu karşı–devrimci olay karşısında gene devrimci olmayan bir tavır takınılmıştır.
Bu olay bütün bölgede, devrimciliğe sürülmüş kara bir leke olmuştur. Halkın devrimcilere olan güvenini sarsan, devrimcilerden uzaklaştıran bir olay olmuştur. Buna da olay karşısında gerekli tavrın takınılmamış olması neden olmuştur.
Bütün öneri ve ısrarlara rağmen bu karşı–devrimci ihaneti kısmen savunur bir tavır takınan Partizan grubuna karşı, bu yüzden Türkiye çapında tavır konulmasına, tavırlarının devrimci bir örgüt gibi değil adi bir cinayet örgütü gibi değerlendirilip, bütün halkımıza karşı bu şekilde ilan edilmesine, açık ve samimi bir özeleştiri ile halka karşı sorumsuz tutumlarının hesabını verinceye, ve bu şekilde ifade edildiği gibi “adi bir cinayet örgütü” olmadıklarını kanıtlayıncaya kadar Partizan grubunun devrimci bir grup olarak kabul edilmemesine karar verilmiştir.
Halka karşı işlenen her alçaklığın hesabı mutlaka verilmelidir.
1 Mayıs kutlamaları sırasında, bu nedenle, Devrimci Yol tarafından düzenlenen mitinglere Partizan grubu dahil edilmemiştir.
Halkın Kurtuluşu: “Hasan Çakmak’ın öldürülmesi sol maskeli yeni bir provokasyondur”
Halkın Kurtuluşu adlı grub da Dev–Yolcu Hasan Çakmak’ın öldürülmesi olayını “Sol maskeli yeni bir provokasyon” olarak değerlendirdi. Halkın Kurtuluşu adlı gazetenin 26 Şubat 1979 tarihli 148. sayısında Partizan grubu suçlanarak bu cinayetlerin devrimci harekete bir şey kazandırmayacağı yorumu yapılıyordu. Partizan grubunun bu cinayetle birlikte bundan önce de 18 Mart 1978’de Ümraniye’de 5 ülkücü işçiyi öldürerek karşı devrime hizmet eden provokatif eylemler yaptığı iddia ediliyordu. Halkın Kurtuluşu’nda Partizancıları eleştiren yazı şöyleydi:
Tunceli’de proleter devrimcilerin çabaları sonucu Mazgirtli öğretmen Hasan Çakmak’ın sol maskeli provokatörler tarafından işkence edilerek öldürüldüğü ortaya çıkmıştır. Olayın bütün yönleri ile aydınlanmasının ardından TİKKO adı verilen örgüt, “öğretmen Hasan Çakmak’ın kendi taraftarları tarafından öldürüldüğünü” açıklamıştır. Öldürme olayının ardında yatan gerçeğin Hasan Çakmak adlı öğretmenin önce TİKKO taraftarı iken daha sonra Devrimci Yol görüşlerini savunmasının yattığı da anlaşılmıştır. Hasan Çakmak’ın kendi gruplarından koptuğunu gören TİKKO’cular, öğretmen Hasan Çakmak’ın “ırz düşmanı” olduğunu iddia etmişler ve kendi deyimleri ile “kulağını keserek cezalandırmak amacıyla” öğretmeni kaçırmışlardır. Köyün dışına çıkarılan öğretmene önce işkence yapılmış, daha sonra da kurşuna dizilerek öldürülmüştür.
TİKKO’cular öğretmeni öldürdükten sonra suçlarını gizlemek telaşıyla bu kez de öğretmen Hasan Çakmak’ın MİT ajanı olduğunu ispatlamaya çalışmışlar ve bu amaçla, sözde Hasan Çakmak’ın yazdığını iddia ettikleri sahte raporlar düzenlemişlerdir. Ancak bu raporların da sahte olduğu ortaya çıkınca bu iddialarından vazgeçmişlerdir.
Ümraniye Olayı
Hatırlanacağı gibi bundan yaklaşık bir yıl önce İstanbul’un Ümraniye bölgesinde 1 Mayıs gecekondu mahallesinde de beş işçi faşist oldukları iddiasıyla TİKKO’cular tarafından kaçırılmış, bu işçilere işkence yapılmış ve öldürülmüşlerdi. Bu olaydan sonra da TİKKO’cular ilk önce bu “eylemin” kendileri tarafından yapıldığını açıklamışlar, ancak tepkiler karşısında cinayetlerin TİKKO üyesi olmayan taraftarları tarafından işlendiğini açıklamışlardı.
Mazgirt’in Beşmezra köyünde öğretmen Hasan Çakmak’ın devrimci maskeli provokatörler tarafından katledilmesi gericilerin ekmeğine yağ sürmüştür.