PKK İnfazlar -7- Enver Ata
PKK İnfazlar -7- Enver Ata
PKK’nın İsveç’teki önemli isimlerinden Enver Ata 20 Haziran 1984’de Uppsala’da infaz edildi.
Siyasi Kürtçülerin Avrupa’daki en önemli barınma merkezi olan İsveç’te bir dönem PKK’nın yurtdışındaki önemli isimlerinden olan Enver Ata 20 Haziran 1984 günü İsveç’in Uppsala şehrinde otobüs durağında beklerken PKK militanları tarafından öldürüldü. Bu PKK’nın yurtdışındaki peş peşe işlediği cinayetlerden biriydi. Siyasi Kürtçü Mahmut Baksi “Her Kuş Kendi Sürüsüyle Uçar” isimli anlatı kitabında Enver Ata cinayetine de değinir. Baksi’ye göre gerek Enver Ata’nın gerekse Çetin Güngör’ün öldürülmesinden 1982–88 arasında Avrupa’da PKK’nın temsilciliğini üstlenen Hüseyin Yıldırım ve Öcalan’ın karısı Kesire Öcalan sorumluydu. Baksi’ye göre infaz emirlerini Öcalan değil daha sonra Öcalan ve PKK ile yolları ayrılan Avukat Hüseyin Yıldırım ve Kesire Öcalan vermişti. İşte Baksi’nin Enver Ata cinayeti ile ilgili söylediklerinden bir bölüm:
*Bir sabah, İsveç gazetelerinin, televizyonlarının ve radyolarının verdiği bir haber ülkeyi allak–bullak etti. Haber şöyleydi, “PKK, Upsala’da Enver Ata isimli bir kişiyi, otobüs durağında beklerken, herkesin gözleri önünde öldürüldü!” Diyebilirim ki, bu İsveç tarihinde işlenen ilk siyasal cinayetti. Tabii basın bunun üzerine müthiş gitti. Olay derinlemesine kurcalandı. PKK nasıl bir partidir, neler yapmıştır, nasıl çalışır konu yarı araştırılırken, öte yandan derin devletin yaptığı bütün katliamları, cinayetleri PKK’nın üzerine atarak, İsveç polisini ve basınını besledi. Öyle bir an geldi ki, PKK adını ağzına almak suç sayılır oldu. İsveç’in o güne kadar PKK’ya açık olan kapıları birer birer kapandı. Bir anlamda, dünya PKK için daraldı.
*Bu sırada Upsala’da cinayet işleyen kişi hapisteydi. Kesire ile Hüseyin açıklama yapıp, “Ya arkadaşımızı bırakırsınız, yada İsveç’i cezalandıracağız” tehdidinde bulundular. Aynı dönemde özellikle Palme aleyhinde bildiriler dağıttılar. Ciddi hareketlerde bulundular . Bu tavırların ardından Hürriyet ve Tercüman gazeteleri “PKK Palme’yi öldürecek” diye manşet attılar. Bir gün Hüseyin ile karşılaştık, “Hüseyin ne yapıyorsun? Yarın ömür gün birisi çıkar Palme’yi öldürür, sonra iş başınıza kalır” dedim. “Sen karışma sen kim oluyorsun? Ben Abdullah Öcalan adına konuşuyorum. Bundan sonra sen partimizin lehine yada aleyhine hiçbir şey yazma” dedi.
Enver Ata öldürüldüğü zaman İsveç basını boğazıma sarılıp, “Baksi sen yıllardır Kürt hakları deyip duruyorsun. Biz de Kürtlere çok sempati duyduk, ama sen bize işin bu yönünü hiç anlatmamışsın” dediler.
*Ardında ikinci cinayet de işlendi. Semir de bu klik tarafından öldürüldü. Hükümet PKK’yı “terörist” ilan etti. PKK’yı “terörist” ilan eden ilk Avrupa ülkesi İsveç oldu böylece. Çünkü, Almanya, Fransa, İngiltere veya diğer Avrupa ülkeleri daha önce birçok siyasal cinayete tanık olmuşlardı. Ancak, neredeyse 200 yıldır savaş bile yapmamış olan İsveç’te, iki kişiyi, salt düşüncelerinden ötürü öldürürsen ve buna da çıkıp bir başarı gibi üstlenirsen, elbette alacağın ceza da bu olur.
İşte PKK’ya Avrupa’da hazırlanan bu ilk komploda, Kesire ve Hüseyin’in katkıları büyüktür. Büyük de ne kelime? Bu komployu resmen bu ikili hazırlamıştır. Çünkü, onlar bu cinayetlere sahip çıkmaya bilirlerdi. Ama, onlar tam tersini yaparak, PKK’yı tam bir hedef haline getirdiler.
Enver Ata’nın öldürülmesi üzerine başta İsveç olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesinde Türk ve Kürt soluna mensup gruplar Avrupa’da peş peşe devam eden PKK cinayetleri üzerine bu örgütü kınayan bildiriler yayınladılar, yapmış oldukları bir çok toplantılara PKK’lıları sokmadılar. Devrimci Yol ve Partizan’ın yurtdışındaki taraftarları yayınlamış oldukları ayrı ayrı .bildirilerde PKK ile ilgili şu çarpıcı ifadeyi kullanmışlardır; “Devrimci katili PKK karşı–devrimci kiralık bir çetedir ve arkasında da uluslararası gizli servisler vardır.”