Yıldırım Merkit İnfazı
Yıldırım Merkit İnfazı
PKK Yöneticilerinden Yıldırım Merkit Eski Yoldaşları Tarafından Romanya’da Örgüte İhanet Suçundan İnfaz Edildi.
27 Kasım 1978 tarihinde Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis (Ziyaret) köyünde gerçekleştirilen kongreden sonra kurulan PKK’nın Tunceli, Erzincan bölge sorumluluğuna Yıldırım Merkit getirilmişti. PKK’nın ilk bölge komiteleri içerisinde yer alan militanların sonları hep karanlık oldu. PKK Kurucu kadronun birçok mensubu Abdullah Öcalan tarafından “ajan provokatörlükle”, “hainlikle”, “döneklikle”, “Önderliğe baş kaldırmakla” suçlanmış, kimi öldürülmüş, kimi örgütten canını zor kurtarmış, kimi ise başka örgütlere sığınmıştı.
1956 Tunceli doğumlu ve eğitim enstütisü öğrencisi olan Yıldırım Merkit de, PKK’nın ilk kuruluş döneminde yer alan isimlerden biriydi. Birçok kanlı eylem ve cinayetlerden sorumluydu. Fakat daha sonra Merkit de diğer muhalifler gibi Apo ile yolları ayrılacaktı. Öcalan’ın talimatlarına uymayacaktı. Yıldırım Merkit, Erol Değirmenci ve Meriç Yeşiltaş, Tunceli bölge komitesinde görevliydiler. Bunların üçü de daha sonra örgütten ayrılıp itirafçı oldular. Bunlardan Yıldırım Merkit, 20–25 Ağustos 1982 Tarihinde Suriye’nin Ürdün sınırına yakın FHKC’ye ait bir kampta yapılan PKK’nın ikinci kongresinde alınan karar gereğince hain ilan edilmiş, uzun yıllar birçok ülkede saklanmasına rağmen, 1994 yılında Romanya’da öldürüldü.
Sadece Yıldırım Merkit değil, babası da PKK tarafından öldürülmüş, yine kendisi gibi PKK içerisinde yer alan kardeşi Seher kod adlı Cemile Merkit de ağabeysinden dolayı örgütün birçok işkencesine maruz kalmıştı. Cemile Merkit, o kadar Öcalan’a ve PKK’ya bağlıydı ki, örgütün önermesiyle PKK’nın kurucu kadrolarından Ali Haydar Kaytan ile evlenmişti.
Ağabeyi ile birlikte PKK’nın yanlış politikalarına Öcalan’ın diktatörlüğüne karşı çıkmasının bedelini ağır ödeyecekti. Önce Öcalan’ın emriyle kocası Fuat kod adlı Ali Haydar Kaytan terk etti, daha sonra da Öcalan’ın emriyle PKK tarafından işkencelerden geçirildi.
Devrim nikahı ile Ali Haydar Kaytan ile evlenen Cemile Merkit, Kaytan’dan hamile kalmıştı. Öcalan, Merkit ailesine olan düşmanlığını PKK Merkez komitesini toplayarak, Cemile Merkit’in çocuğunun düşürülmesi kararını alarak da göstermişti. PKK itirafçılarından Celalettin Delibaş Öcalan’daki aile düşmanlığını, çocuk düşmanlığını ve kendisine karşı çıkanlara neler yaptığını yakinen tanıdığı Cemile Merkit’in başına gelen bir olayı örnek göstererek şöyle anlatmaktadır:
Örgüt militanlarından Ali Haydar Kaytan, kız militanlardan Cemile Merkit ile Apo’nun izin vermesi üzerine “Devrim Nikahı” ile evlenmiş, kısa bir süre sonra Cemile Merkit gebe kalmıştı. Apo burada da devrimciliğini göstererek (!), komiteyi toplamış ve Cemile Merkit’in çocuğunu düşürmesi kararlaştırılmıştı. Cemile Merkit’in bütün direnmesine karşı kadın zorla “altı aylık” çocuğunu düşürmek zorunda kalmış, gene Apo’nun vahşi bir kararı ile 6 aylık zavallı yavru, keyfi olarak baba Ali Haydar Kaytan tarafından sobada yakılmıştır.
Yıldırım Merkit: “Apo Asla Bir Lider Olamaz. O Olsa Olsa İnsan Kanı Emen Bir Vampirdir.”
Yıldırım Merkit lideri Abdullah Öcalan’la düşmüş olduğu yol ayrımından sonra PKK ve lideri Öcalan’la ilgili zehir zemberek açıklamalar yapmıştı. Merkit açıklamalarında Apo’yu “diktatörlükle, vampirlikle” suçluyordu. İşte Yıldırım Merkit’in ağzından Öcalan ve PKK ile ilgili söylenenler:
Gerçek şudur: PKK’da Apo’nun yaptığı tasfiyenin adı yalnızca ölümdür!.. Apo’nun çetebaşılığını yaptığı PKK örgütünde yalnızca dehşet hakimdir. Verilen emirleri veya yerine getirmeyen elemanlar bizzat arkadaşları tarafından akla gelmez işkencelerle katledildiler. Bu şekilde yaratılan dehşet havası ile militanlar örgüt içinde kalmaya zorlanırlardı.
Örgütü kendi içinde ayakta tutan tek şey şiddettir. Öldürülme korkusu biterse örgüt dağılır. Kaçabilenler zaman zaman gelerek güvenlik kuvvetlerine teslim olup hayatlarını kurtarıyorlar…
Bu insanların hemen hemen tamamı Türkiye Cumhuriyetine düşmandırlar. PKK’dan tek farkları, örgütün mücadele yöntemine karşı olmalarıydı. Bu insanlar yıllarca örgüte hizmet etmiş, defalarca ölümle burun buruna gelmiş, ideoloji uğruna birçok cinayetin altına imza atmış kimselerdi. Bunlardan Resul Altınok, Baki Karer, Çetin Güngör bunların bir eşkıya örgütü olduğunu görmüşlerdi. Apo’nun emriyle öldürülen Resul Altınok kendisine kurşuna dizen cellatlarına içinde bulundukları gerçekleri çaresiz şöyle haykırmıştı: Kalleş Apo, asla bir lider olamaz. O, olsa olsa insan kanı emen bir vampirdir.