TKP/ML örgütü içinde yasadışı faaliyetleri saptandı
TKP/ML TİKKO (KONFERANS) ÖRGÜT İÇİ İNFAZ
Doğu Perinçek: “MİT’in TKP/ML örgütü içinde yasadışı faaliyetleri saptandı”
2000’e Doğru dergisinin başyazarı Doğu Perinçek, Engin Kaya olayına iki ayrı başyazısında yer veriyordu. Birinci başyazısında “Provokasyonları bozun” başlığıyla sol örgütlerdeki ilişkilere dikkat çekerek, MİT’in TKP/ML örgütüne sızdığını iddia ediyordu. İşte Perinçek’in birinci başyazısında bazı sözler:
Mustafa Curnaz, işte böyle bir eşikte 31 Aralık 1988 günü bize başvurdu. Kendisi halka karşı sorumluluk duyan, içten bir davranış içinde. Ocak ayı boyunca Mustafa Curnaz’ın yürekli çabaları sayesinde, MİT’in TKPML örgütü içindeki yasa dışı faaliyetleri saptandı. Ses bantlarının, fotoğrafların ve belgelerin bir kısmını bu sayımızda bulacaksınız. Yayınımızda açıklanan bilgiler, MİT’in arşivine de girmiş. Bu bilgileri halktan saklamanın demokratik bir anlamı yok elbette.
Devletin istihbarat örgütü, 12 Eylül koşullarında, sol grup ve örgütler içindeki sızma ve tahkimatını güçlendirmiştir. Bu faaliyetin, TC kanunlarına göre yasal istihbarat faaliyetinin ötesinde yasa dışı tertip ve provokasyonlarla koyun koyuna yürütüldüğü de ortadadır. 12 Eylül terörünün solda yarattığı dağınıklık, örgütsüzlük, moral bozukluğu, ideolojik toyluk ve fraksiyon çekişmeleri, tertipler için elverişli bir zemin yaratmıştır. İnsanlar, işkenceli sorgular, takipler ve tehditlerle bir ömür boyu onursuzluğa zorlanıyor. Birçok solcunun önüne MİT ajanı olmak ile yıllarca hapis seçenekleri konuyor. “Evet” diyen onursuzların dosyaları kaybediliyor. Evinde tabanca bulunanların fezlekeleri anlaşmalarla yok ediliyor. Geçmişte Türkiye İşçi Köylü Partisi içinde çalışan 15 kadar arkadaşım bu tür rezil önerilerle karşılaştıklarını anlattılar. Bir de anlatmayanlar var kuşkusuz. Bu olay, bütün sol örgütler için geçerlidir. Bir yandan komplocu örgütlenme anlayışları öte yandan 1980’lerde solda esen liberal cereyan, polis tertiplerine karşı güvenceleri ve uyanıklığı tahrip etti. Hatta bu uyanıklık alay konusu haline bile getirildi.
……
2000’e Doğru’nun bu haftaki yayını sürecek. Sol örgütler içindeki provokasyonlarda rol alan birçok kişiyi saptadık ve saptamaya devam ediyoruz. Bu konuda çeşitli gruplardaki devrimci arkadaşlardan gördüğümüz çok değerli yardımları burada anmadan geçemiyoruz.
Provokasyon ve tertiplerin kucağına düşenlerden K. Dergimize geldiği zaman kendisine şunlar söylendi: ’21 yaşındasın. Yazık değil mi, bütün hayatın iğrenç ve karanlık faaliyetin içinde mi geçecek? İstersen yüz yıl yaşa, her yıl senin için korkunç bir ızdırap. Hiçbir zaman herhangi bir insanın mutluluğunu duyamayacaksın. Ama gerçekleri halka anlatabilir ve bu işkenceden kurtulabilirsin. Bundan sonra sıradan bir insan gibi namuslu yaşama şansı önünde duruyor. ’
2000’e Doğru, karanlık faaliyete bulaşmış herkese aynı çağrıyı yapıyor. Gerçekleri açıklayın ve Türkiye’nin içine girdiği bu çalkantı ortamında tertip ve provokasyonları bozun!
Sorun, bir demokrasi sorunudur. Kendi öz yurdumuzda güvenlik ve barış içinde korkusu yaşayabilme sorunudur.
Doğu Perinçek, bir hafta sonrası 2000’e Doğru’nun 12 Şubat 1989 tarihli 7. sayısında, yine Engin Kaya olayına değinerek, MİT’in TKP/ML’ye sızdığını, Engin Kaya ile MİT arasında ilişki olduğunu söylüyordu. Perinçek’in ikinci başyazısından bazı sözleri de şöyleydi:
Ve işte olay 2000’e Doğru’nun bu sayısında aydınlanmıştır. TKPML, Engin Kaya’nın o gün eylem yapacak ekibin içinde bulunduğunu açıklıyor. Olay, başından beri MİT’in kontrolü altındadır. Mustafa Curnaz, geçen sayıda MİT ile Engin arasındaki ilişkileri anlattı. Yalnız anlatmakla da kalmadı. Mustafa ile Engin’in buluşmaları banta alındı, fotoğrafları çekildi. Engin’in Sirkeci’deki MİT bürosuna giriş çıkışları saptandı. Her şey çok açık. Yakalanması işten bile olmayan insanlar, sorgusuz sualsiz kurşuna dizilmiştir.
Öte yandan MİT eylemlerin içindedir. Yasayla belirlenen görevlerin ötesinde, orman yasalarına göre çalışan yetkililer vardır. Emirler, yasalardan kaynaklanmıyor.
Bütün bunlar artık kanıtlanmıştır. Devletin ilgili kurumlarının bu gerçekleri bütün belgeleriyle saptaması ise üç günlük iştir. MİT’in Sirkeci bürosunda çalışan Bülent, Seyhan ve Tuncay kod adlı görevliler, devlet memurudur ve devlet tarafından biliniyor. Bu memurları Mustafa Curnaz da tanıyor ve “İşte şu, şu ve şu” diye göstermeye hazır. Curnaz, mahkemeler önünde tanıklık etmek, bütün kanıtları ortaya sermek istiyor. Tuzla’da otomobili tarayan polisler belli. Onlara kimin, hangi emri verdiğini saptamak da beş dakikalık bir iş. “Tarayın ve sağ bırakmayın” emrini veren bir sorumlu var, onu bulmak zor olmasa gerek. Bakınız bir emniyet yetkilisi, Çarşıkapı soygununda da “Ankara’dan gelen benzer telkinlerle” karşılaştıklarını ama soyguncuları sağ olarak yakaladıklarını söylüyor. Kimlerdir bu telkinleri yapanlar?